Bıçak Sanatı - Forum
Konu Dışı => Genel Muhabbet => Konuyu başlatan: Teoman. - 06 Kasım 2011, 13:09:52
-
Geçenlerde, Sefa ustamızın yaptığı çakıyı sergilediği konunun içinde, A.Turan Alkan’ın çakı tutkusunu anlatan ”çakılar ve ben “ http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1196545 (http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1196545) başlıklı köşe yazısından bahsetmiştim. Yazıyı okuyunca kendisine bir mektup atmış ve forumumuza davet etmiştim. Bugün “Dünyaca meşhur Türk çakısı!”http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1198977&title=dunyaca-meshur-turk-cakisi (http://www.zaman.com.tr/yazar.do?yazino=1198977&title=dunyaca-meshur-turk-cakisi) başlıklı harika bir yazı daha yazmış. Okur okumaz kendisine bir mektup daha atıp, yine Sefa ustamızın eseri olan Türk kılıcının iki resmini de ekleyerek bir iki kelam ettim. Sağ olsun derhal cevap gönderdi. Forumumuzda yaptığı incelemeler, bu konuya devam etmeye karar vermesine ve ikinci yazısını yazmasına yol açmış. Konuyla ilgili üçüncü bir yazı daha yazmayı düşünüyor.
Kıymetli ustalarım, abilerim, arkadaşlarım; çok önemsediğim ve bu sanata ciddi katkı sağlayacağını umduğum bu üçüncü yazıya, fikri katkı yapma olanağımız, fırsatımız mevcut. Fakat bu beni ziyadesiyle aşan bir durum. Lütfen bi el atın...
Teşekkürler, selamlar ....
-
:) :-\ :( 8) :-X
-
Belki bayram telaşıyla gözden kaçan bu önemli konu için teşekkürler Teoman .
Kesinlikle eminim, forum üyesi tüm dostlarımızın da bu konuda edecek lafı , verecek fikri gösterecek yolu var.
Türk yatağanı ve Türk kılıcı gibi, Kesici silah literatürüne girmiş silahları geçmişte üreten bir ulusun , bugün kendi adıyla anılıp aranacak , hiç olmazsa bir çakı üretmesi teknik anlamda hiç zor değil . Forumumuzda Sefa ve Gökhan ustayla başlayan , son günlerde de iyi örnekleri hızla çoğalan işler de bunun kanıtı değil mi ?
Yalnızca forumdaki ustalarımız kolları sıvasa , forum içinde eli kalem tutanların tasarım önerileri ve geniş katılımla bir tip ve model belirleyip ustalarımız da bu modellerin içinden seçerek birer prototip üretseler ben kesinlikle eminim dünyada da talep bulabilecek, bugün pazarda yer etmiş pek çok markadan da daha iyi ürünlerin ön üretimi yapılmış olur .
Sonra .... sonrasına da yine birlikte karar veririz Ne dersiniz olabilir mi ?
-
neden olmasınki? başlamak için organize olabilmekten başka bir eksiğimiz yok gibi... :)
-
Teoman belki böyle bir desteği benden de bekledin bilmiyorum ama, kılıcın geçmişi ve tipolojisiyle, veya tarihsel gelişimiyle ilgili çok bilgi sahibi olduğum söylenemez. Bu nedenle yanlış bir şeyler söyleyip kaş yapayım derken göz çıkarmak istemem. Ben işin üretim tarafıyla ilgileniyorum daha çok. Bu nedenle bu konuda birşey yazıp ortaya çıkmak istemedim. İnternet derleyiciliği yaparak "kopyala yapıştır" mantığı da en azından bu konu için doğru bir yaklaşım olmaz, en azından beni tatmin etmez bu nedenle konuya daha hakim arkadaşların destek vermesi daha doğru olur diye hiç sesimi çıkarmadım. Üretim tekniğine yönelik bir yazı istersen olur ama diğerleri için beni affet...
-
Ne kadar güzel şeyler oluyor. :) Bu arada bayramın ilk günü üç tane kurban kesmem gerekti ve komşudan emanet bıçak aldım :( Henüz imalata başlayamadığım için öyle esef ettim ki...
-
Bence de harika olur...
Çok ama çok isterim. Hemen zamanında tercümanlık yaptığım İsviçreliye hediye ederim :) .
-
...
"Lâf tarih felsefesine gelince göçebe bir milletin evlâtları olduğumuzu, hafifçe övünerek söylemeyi biliriz ama... Göçebe dediğin belinde, cebinde, eyerinde bıçakla gezen adamdır halbuki. Bizim bir milli çakı konseptimiz bile yok yahu!
Savaşçı, dövüşken bir millet olduğumuz da efsâneleşmiş bir müteârifedir; adama sorarlar, "Madem savaşa, dövüşe bu kadar meraklısınız, tarihi derinliğe sahip silahınız hangisidir; hangi silahınız tarihle ve toplumla özdeşleşecek, marka olacak kadar tanınmıştır?"
...
Şöyle tam kararında ve ölçülerinde imâl edilmiş, zarif bir işçilikle kınlanmış eğri bir Osmanlı kılıcını duvarınıza asıp, çocuğunuza, "İşte bu Türk kılıcıdır yavrum; dünyaca meşhurdur" demek istemez miyiz?"
(A.Turan Alkan'ın Dünyaca meşhur Turk çakısı başlıklı yazısından alıntıdır.)
Fikrî katkıdan kastım; yukarıda alıntılar yaptığım, bahis konusu yazıda geçen birçok suale, konunun muhatabı olarak cevaplar bulabilmek, ve yine bahsi geçen problemlere çözümler üretip, bu çözümleri hayata geçirebilecek kudrette olanlara sesimizi duyurabilmek ve "meseleyi omuzlayacak babayiğitlerin" forumumuzda bol miktarda mevcut olduğunu ilan edebilmekti...
Örneğin benim ilk aklıma gelen, bu sanata gönül verenlerin önünde dağ gibi duran, Emre usta gibi benim gözümde deha seviyesinde bir sanatçının, kendi web sitesini kurmaktan dahi imtina etmesine sebep olabilen 6136 sayılı kanun.
Benim aklım ancak bukadar kesiyor, belki burada bir beyin fırtınası yapılmasına önayak olurum düşüncesiyle konuyu açmıştım. Herkese teşekkür ederim.
selamlar, saygılar...
-
Sayın Başbakanımız cebinde çakı taşıyor!
Birileri kendisine 6136'yı hatırlatmalı yada başbakan 6136 yı değiştirmeli :)
Şimdi benim üzerimde Başbakanınkinin aynısı bir çakıyla dolaşırken bir polis kontrolünde çıksa hemen hakkımda işlem yapılır, işte o zaman sormammı ben önce Başbakan' a işlem yapın sonra bana diye, kanun hepimize kanun.
linkteki haber eski ama halen bir gelişme yok :(
http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=138605
-
evet bu kanunun yeniden değerlendirilmesi gerekliliği üzerinde durulabilir. bunun için bir kamuoyu oluşturulabilir. fabrikasyon olmayan el ürünü bıçak ve kılıç yapımının önü kanunen açıldıktan sonra, türk formu olarak nitelendirilebilecek bir bıçak ve sonrasında kılıç üzerinde çalışma yapılır. çeşitli prototipler hazırlanır, mevcut örneklerle mukayesesi yapılır ve muhtemelen bir dernek olarak bu bıçak/kılıç formuna patent alınıp tanıtımı yapılır. fakat bir avukat gözü ile 6136'nın nasıl değiştirilmesi gerektiği ile ilgili sözü belirlememiz gerekiyor ki, kamuoyundan bu yönde destek isteyelim. o kanundaki hangi cümle hangi cümle ile değiştirilmesli ya da çıkartılmalı ki önümüz açılsın, bunu biliyor muyuz? belirleyebiliyor muyuz?
-
evet bu kanunun yeniden değerlendirilmesi gerekliliği üzerinde durulabilir. bunun için bir kamuoyu oluşturulabilir. fabrikasyon olmayan el ürünü bıçak ve kılıç yapımının önü kanunen açıldıktan sonra, türk formu olarak nitelendirilebilecek bir bıçak ve sonrasında kılıç üzerinde çalışma yapılır. çeşitli prototipler hazırlanır, mevcut örneklerle mukayesesi yapılır ve muhtemelen bir dernek olarak bu bıçak/kılıç formuna patent alınıp tanıtımı yapılır. fakat bir avukat gözü ile 6136'nın nasıl değiştirilmesi gerektiği ile ilgili sözü belirlememiz gerekiyor ki, kamuoyundan bu yönde destek isteyelim. o kanundaki hangi cümle hangi cümle ile değiştirilmesli ya da çıkartılmalı ki önümüz açılsın, bunu biliyor muyuz? belirleyebiliyor muyuz?
+1 :2up
tanıdığım çok başarılı avukatlar var bu konuları onlarla uzunca bi görüşmeyi düşünüyordum zaten, sonuçlarını paylaşırım
-
evet bu kanunun yeniden değerlendirilmesi gerekliliği üzerinde durulabilir. bunun için bir kamuoyu oluşturulabilir. fabrikasyon olmayan el ürünü bıçak ve kılıç yapımının önü kanunen açıldıktan sonra, türk formu olarak nitelendirilebilecek bir bıçak ve sonrasında kılıç üzerinde çalışma yapılır. çeşitli prototipler hazırlanır, mevcut örneklerle mukayesesi yapılır ve muhtemelen bir dernek olarak bu bıçak/kılıç formuna patent alınıp tanıtımı yapılır. fakat bir avukat gözü ile 6136'nın nasıl değiştirilmesi gerektiği ile ilgili sözü belirlememiz gerekiyor ki, kamuoyundan bu yönde destek isteyelim. o kanundaki hangi cümle hangi cümle ile değiştirilmesli ya da çıkartılmalı ki önümüz açılsın, bunu biliyor muyuz? belirleyebiliyor muyuz?
Hep düşünüp dururdum, bu kanunun kalkması mı daha iyi kalkmaması mı diye.
Aslında iki ucu b.. 'lu değnek.
Bir taraftan bir sanatın icraasını yasaklamak. Diğer taraftan da her ipi kopuğun eline silah vermek. Aşağı tükürsen sakal yukarı tükürsen bıyık.
Emin'in dediği gibi "fabrikasyon olmayan el ürünü bıçak ve kılıç yapımı" işte ben bu konsepti sonuna kadar savunurum.
-
bütün gençliğini istanbulun izbe sokaklarının kaldırımlarını çiğneyerek geçirmiş biri olarak şukadar söyleyeyim; bu kanunun, ipi kopukların eline silah vermemek adına, zerre kadar bir işlevi yoktur. aksine kanunlara saygılı insanları, ipi kopuklar karşısında savunmasız bırakmıştır.
-
bütün gençliğini istanbulun izbe sokaklarının kaldırımlarını çiğneyerek geçirmiş biri olarak şukadar söyleyeyim; bu kanunun, ipi kopukların eline silah vermemek adına, zerre kadar bir işlevi yoktur. aksine kanunlara saygılı insanları, ipi kopuklar karşısında savunmasız bırakmıştır.
+1 ;) aslında yaşantısı bu şekılde olanlar için yasa varmış yokmuş çok ta fark etmıyor. ama bız yasalara uyuyorsak bızı her anlamda bağlıyor. adamlar keleşle gezıyor bizde çakı olsa vay efendim yassak..! nasıl bır iştir hala anlayamdım ya.. ;D
-
bütün gençliğini istanbulun izbe sokaklarının kaldırımlarını çiğneyerek geçirmiş biri olarak şukadar söyleyeyim; bu kanunun, ipi kopukların eline silah vermemek adına, zerre kadar bir işlevi yoktur. aksine kanunlara saygılı insanları, ipi kopuklar karşısında savunmasız bırakmıştır.
+1 :2up
-
Fazla kurcalanan işlerin tersine kötüleşmeyi insanı tırsıtıyor. Amman diyyim. Motosikletçiler de "trafikte bizi farkedin" diye eylem yapmıştı sonra motosikletlerin vergisi artmıştı. ???
-
arkadaşlar kanun kapsamında yasak olan aletler yanlızca "kama, hançer, saldırma, şişli baston, sustalı çakı, pala, kılıç, kasatura, süngü, sivri uçlu ve oluklu bıçaklar, topuz, topuzlu kamçı, boğma teli veya zinciri, muşta" dır.
ayrıca kesici ve delici özelliği olmayan ( örneğin ağzı açılmamış ya da ucu küt bırakılmış) kama, kılıç v.b. aletler de yasak kapsamına girmez.
bilginize...
-
demek ki " sivri uçlu" olmayan bıçaklar yasak değil. hocam bu kanun metnini yazanlar çok şakacı "hukukçular" mış diye tahmin ediyorum. ;D
"kama, hançer, saldırma, pala, kılıç, kasatura, süngü, sivri uçlu ve oluklu bıçaklar" üretemeyen bıçak sanatçısı ne üretebilir?. ürettiği şeylerin Türk kültürüyle özdeşleşecek bir marka olması nasıl beklenebilir ?. (asıl konumuz bu)
bununla ilgili eski konuları biraz karıştırdım. ve şimdi iyice anladım ki; bu kanun, bıçak sanatçılarının elini kolunu okadar bağlamış ki, tartışmanın ikinci aşamasına geçilemiyor bile...
-
evet, motosikletçilerin durumu biraz ironik. "bizi fark edin, biz de en az otomobiller kadar önemliyiz, motosiklet de bir taşıt aracıdır" diye bağırınca, muhatapları olayı kıcından anlamış yada garip mizah anlayışlarından dolayı, vergilerini otomobiller kadar yapıvermişlerdi malesef... ben de tırsmıyor değilim :-X