Bıçak Sanatı - Forum

Atölye Muhabbeti => Bıçakçılık => Konuyu başlatan: Ejder - 20 Aralık 2009, 03:42:13

Başlık: DAMASKUS
Gönderen: Ejder - 20 Aralık 2009, 03:42:13
Bir itirafla başlamak isterim; damaskus çeliğin sadece dekoratif amaçlı, damaskusun kullanıldığı bıçaklarıda süs eşyası olarak görmekteydim, çok kısa bir süre öncesine kadar.
Zevkler tartışılmaz tabi, benim bıçak zevkime dekoratif bıçaklar hiç uymadığından ki damaskus için bu ön yargı bende hep vardı, damaskus ile hiç ilgilenmedim.Fakat şuanda yanıldığımı görebiliyorum.
Aslında düşününce bu işteki en esrarengiz konulardan biri...
Örneğin; farklı çeliklerin, katlanıp katlanıp dövülmesindeki amaç nedir ? Kullanılan çelikler
prensipte belli bir uyum sağlayacak çeliklerden mi seçilir ? Sonuçta çelikler birbirlerine kaynaklanmış gibi birleşiyorlar bunun ocak kaynağından farkı nedir ?
Ocak kaynağı metoduyla yapılmış bir baltada yumuşak çelik baltayı oluştururken sert çelik ağıza kaynaklanıyor ya da kılıçlarda sert çekirdek katmanı yumuşak dış katmanlarla kaplanarak şoklara karşı korunmuş oluyor. ( Tabi bunlar benim bilgilerim. ) Yani demek istediğim, belli bir amaç için belli özellikte çelik kullanılıyor.Ancak damaskus üretiminde amacın, farklı çeliklerin birbirleriyle iyice sarmal oluşturması olduğunu izlenimine kapılıyorum.
Belkide deneyimsiz bir göz olarak sadece izlenimine kapılıyorum.
Değerli yorumlarınızı bekliyorum.




Başlık: Ynt: DAMASKUS
Gönderen: emrekipmen - 20 Aralık 2009, 11:42:28
Çok güzel bir soru, soru için teşekkürler,

Aslında işin tarihsel gerçekliğine bakmadan tam olarak bu tekniği anlayamayız.
Öncelikle iki konuyu ayıralım - Gerçek Damaskus yani pota çeliği ile Ocak kaynağıyla yapılmış damaskus. İkisi hem çok ayrı teknikler hem de sonuçları farklı... Sorduğun katmanlı çelik damaskus aslında homojen olmayan bir çelik yapının homojenleştirmesi çabasından ibaret başlamıştı. Sonuçta çelik iptidai yollarla elde etmeye çalışıldığında karbon oranı her noktasında farklı farklı olan bir çelik parçası elinizdedir. Bunları sürekli birbirinin üstüne katlayarak çelikteki karbon oranının yapıda eşit bir şekilde dağıtılması gerekir. Bu çabanın sonucunda katlama damaskus ünlendi, tanındı demir çağında. Aslında pota çeliği de aynı çabada yapılan farklı bir teknik idi. Sonuçta bizim bugün bayıldığımız  desenli çeliklerin hepsi aslında geçmiş dönemlerin bizim elimizdeki gibi homojen çeliklere ulaşması çabasının ve özleminin bir sonucuydu. Ancak yüzyıllar geçtikçe bu teknikler homojen çeliğin elde edilmesiyle tarihe karıştı...

Ocak kaynağı ile yapılan (günümüzde sıklıkla bu teknik kullanılır) damaskus konusunda çok güzel bir soru sordun Ejder. Soru çoğunlukla es geçilen bir konuya ilişkin. Damaskus'un performansı...
Öncelikle bir önerme ile başlayayım: Teknik ne kadar komplike ise birşeylerin ters gitme ihtimali o kadar fazladır. Damaskus bıçaklar çok daha pahalıdır çünkü yapımları zahmetlidir. Yoksa daha iyi bir bıçak oldukları için değil...

Açıkçası, sadece benim görüşüm değil bu işi yapan ve bu konuda ünlü olan ustaların görüşü: Damaskus çeliği  yapımı sırasında yüksek sıcaklıklara çıkarak iki veya daha fazla farklı metal tabakasının kaynaştırılması sonucunda yapılır. Bu çıkılan ısı aslında hiç bir çelikte dövme için çıkılmaması gereken üst limitin çok üstündedir. Bunun anlamı çelikte yüksek ölçüde karbon yitimi....
Hatta bladeforums'da ustalardan biri 1080 ile nikel karışımı komplike bir dokuya sahip damaskusta 1080'in 1060 -1050 seviyesine inmiş olduğunu analizle saptamıştı. Bunlardan başka, katlar arasında hapsolabilecek boraks veya oksit tabakaları çeliğin performansını aşağı çekerler. Bir de gizli olan kaynaşmamış, ayrık tabakalar olabilir, bunlar da eğer saptanmazsa bıçağın performansını çok ciddi birşekilde aşağı çekerler...

Sorunda bir de çelik seçimini sormuşsun, soru can alıcı bir konu: İki katmandan oluşan bir yapı düşünelim. Katmanların damaskus bıçakta kontrast oluşturabilmesi için birbirinden farklı olması gerek. Mesela en çok uygulanan karışım 1080-90 ile 15N20 çeliklerini karıştırmaktır. 1090 asitten hızla etkilenir ve aşınırken, içinde yüksek miktarda nikel olan 15N20 çeliği bir miktar daha az aşınacak bu sayede kontrast yakalanacaktır. Bu kontrast ile birlikte bu çelikler nerdeyse aynı kritik ısıl işlem değerlerine sahiptir, bu sayede iki katman da doğru bir şekilde sertleştirilebilir. Bu katmanlarda seçilen çeliklerin özellikleri hemen hemen aynı olmalıdır. Mesela birisi hava çeliği diğeri yağ çeliği iki farklı çelik katmanının ikisini birden düzgün ısıl işleme tabi tutmanın yolu yoktur. Kontrastı yüksek olabilir ama işlevsel bir karışım değildir. Son zamanlarda ilginç ilginç karışımlar görüyorum, yüksek alaşım bir çelik ile buna uyumsuz basit karbon çeliği filan. Bunlar bana sorarsanız sadece kontrast arayışı sonucu amacın unutulduğu girişimler...

Konu hakkında daha yazılabilecek, tartışabileceğimiz o kadar çok şey var ki. Umarım damaskus bıçaklar yapan diğer ustalarımız burada bizi derinlemesine bilgilendirirler. Benim bildiklerim kabaca budur...
Başlık: Ynt: DAMASKUS
Gönderen: durukan - 20 Aralık 2009, 18:10:39
   performans amaçlı bir karşılaştırmada kesinlikle damascus u tercih etmem. emrenin dediği gibi bunu çok iyi ustalar söylemekte. yine emrenin dediği gibi ocak kaynagı yapmak için gerekli ısılar celik performansı için hiç ideal değil. bu işin cazibesi gerisinde yatan sanatta veya zahmette olabilir.  damascus ve benzeri olarak anglosaksonların patern-welded ? (türkçesinden emin değilim) silahları ellerindeki küçük parça çelikleri işe yarar bir bıçak haline getirme çabası olabilir.  eskilerin elinde bizdeki çelik olsaydı hiç ugraşmazlardı :)
Başlık: Ynt: DAMASKUS
Gönderen: Ejder - 20 Aralık 2009, 19:07:51

Durukan Usta, Saksonlarla ilgili izlediğim bir belgeselde, ürettikleri baltalarda sert ağız kısmının baltanın ucuna kaynaklanması ve kılıçlarda kullandıkları benzer tekniklerle zamanın en üst teknolojisini sergiledikleri belirtiliyordu.
Özellikle kılıçları Japon kılıçlarıyla performans ve teknik açıdan kıyas konusu olmuştu.Ancak seninde dediğin gibi gerek zamanın şartlarına uyum sağlamak amacıyla yaratılmış bir teknik olması gerekse bulunduğu coğrafyanın, kesicileri yeni silahlar ve teknolojiler nedeniyle savaş meydanından çekmesi sebebiyle, şuanda Sakson kılıçları pek az kişi tarafından biliniyor.Ancak Japon kılıçları geleneklerine düşkün bir ulus sayesinde geçerliliğini ve efsanesini sürdürüyor.
Japon kılıçlarında kullanılan San-Mai tekniğinin Damaskus ile benzerliği varmıdır.Günümüzde bazı firmaların ( İsveç, Fallkniven ) bıçaklarında kullandığı lamine çelikler San-Mai tekniğinin
günümüz teknolojisi ile yorumlanmasımıdır ?
San-Mai tekniğinin katacağı performans günümüz çeliklerininkiyle rekabet edebilir mi ?
Başlık: Ynt: DAMASKUS
Gönderen: gökhan bakla - 20 Aralık 2009, 19:36:03
Dekoratif olmasının dışında damascusun bugün üretilen çeliklerden daha iyi olma olasılığı yok, emre ve durukan’ında dediği gibi bugünün koşullarında asıl özelliği görsellik olan bir çelik damascus. Ama dımışkıyı ( wootz) ayrı olarak değerlendirmek lazım.

Bugün en çok ismi geçen Japon kesici silahları bu katlama kaynatma tekniği ile yapılıyor ve bu katlamanın asıl sebebi emreninde bahsettiği gibi eritme sonucunda elde edilen çeliğin her yerinin aynı sertlikte olmaması.

Yalnız birisinin anlattığı bir olay farklı bir açıdan bakmama sebep oluyor. Zamanında sarma namlu yapmak için iki farklı yerden gelen ve biri diğerinden daha sert olan iki farklı çelik kullanıldığını söylüyordu.

Söyle bir varsayın da bulunulabilir, çok sert fakat ama esnek olmayan bir çeliği, diğerinden daha yumuşak ama esnek bir çelikle birleştirme amacı ile bu katlama kaynatma tekniği kullanılmış olabilir.

Bildiğiniz üzere Türkler Japonlar gibi kötü demir kaynaklarına sahip değildiler ve çok kaliteli demir kaynakları vardı. Bildiğim kadarıyla Japonların aksine türkler genelde potada eritilmiş demir yada çelik yumurtaları ( külçe ) kullanıyorlardı ki buda her potadaki çeliğin aynı değerde olması anlamına gelir. Bu pota çelikleri daha sonra ticaret vasıtasıyla her yere gönderiliyor ve farklı yerlerden gelen çelikler faklı değerlere sahip olabiliyordu. Ustalarda sert çeliği ve yumuşak çeliği tıpkı sarma namlu olayında olduğu gibi katlama kaynatma tekniği ile işleyip istedikleri malzemeyi oluşturuyor olması çok muhtemel.

Osmanlıda birçok dökümhane vardı ve buralarda üretilen çelikler farklı adlarla isimlendiriliyordu. Aktaban, kara lahori, İstanbul elifi, karahindi vb. yani üretilen çeliklerin belirli bir kalitede ve standartta üretildiği biliniyor.

ejder bey san-mail tekniğinde de sıçaklık erime noktasına yakın bir şıcaklığa geleceğindem sonuç damascustan farklı olmayacaktır.
Başlık: Ynt: DAMASKUS
Gönderen: emrekipmen - 20 Aralık 2009, 19:56:16
San Mai konusunda bir şey eklemeliyim Gökhan'ın söylediğine. Sonuçta Japonya demir konusunda çok fakir olmasından dolayı kullanılan bir teknik, ağızı çok yüksek karbon, sırtı düşük karbon veya damaskus olabilir. Ne olursa olsun sonuçta tüm yapı hem kırılgan olmayan bir tarz, ağız cam gibi kırılgan olabiliyor. Ancak bu sonucu zaten kille kaplama şeklinde hamon oluşturarak da elde edebiliyorsunuz.
Sanmai tek bir kaynatma işlemi olarak düşünüldüğünde defalarca birbirine kaynatma şeklindeki damaskustan çok daha az kusur barındırır. Ancak "tamahagane" çeliği sanmai olarak "hada" ile kaynaştırılmadan önce yüzbinlerce kattan oluştuğu için oldukça homojendir, zaten karbon kaybının dikkate alınması yüzünden çeliğin tatara ocağından çıktığında nerdeyse %1.8 gibi yüksek karbon oranlarına sahip olduğunu hatırlamak lazım. Tüm işlemlerden sonra %1.5 ile %0.8 arası bir karbon oranına kadar düşen tamahagane yine de çok iyi ve saf bir yüksek karbon çeliğidir. Bu yüzden sanmai konusu farklı bir konu bence. Ancak kullanılan kaynatma tekniği son derece kusursuz uygulanmalıdır, yoksa köy demircilerimizin yaptığı kaynak ağızlı baltalar gibi bir taşa çarptığında tüm ağızı olduğu gibi ayrılır :)
Başlık: Ynt: DAMASKUS
Gönderen: sefaçabuk - 21 Aralık 2009, 21:54:08
damascus üretimler konusunda genel olarak tüm söylenenler doğru olmakla beraber, kimi zaman şaşırtıcı sonuçlar çıktığı da oluyor aslında katlama yönteminde kritik sıcaklıklara çıkılmasının bir sürü olumsuz etkisi var, ancak bence hala bilinmeyen kimi şeyler de var emin olamadığımız şeylerden birisi de her katın oluşumu sırasında arada kalan ve bozulmadan duran bir takım karbürler konusu, hala net değil, en son dövdüğüm 448 katmandan oluşan ve 60SiCr7 ( AISI 9260) ( arabam makas kırmıştı, toyotanın kullandığı  makaslarının malzemesi buymuş ;D) ile planya bıçağı (  w2 olabilir emin değilim, araştırmadım) malzeme kullandığım damascus. Yapı birbirinin içerisine çok girdi, iş bittikten sonra bilemede ( ki tüm bilemeyi Arkansas taşlarıyla yaptım) ciddi zorladı, kesiciliğini kabaca test etmeme karşın ağızda bir bozulma görmedim, ilk fırsatta Rc testine sokacağım ve her iki malzemedende ölçüm yapacağım bakalım sonuç ne çıkacak. Katmanlar arasında hiç boşluk yok, hatasız çıktı. Ama sonuç olarak iyi örnekler, denemeler çıksada niteliği belli bir çelik her zaman garanti sonuca götürüyor, damascus işin fantezisi  ;)
Başlık: Ynt: DAMASKUS
Gönderen: durukan - 22 Aralık 2009, 00:12:51
bıçak harika olmuş eline saglık. 9260 uzak dogu kökenli bir yay çeliği. monoblok ta 5160 kadar begenilmemekte. ama sonucta sefanın bıcagında iki çelik türüde karbon acısından yüksek. planya çeliklerinde de 11.5 civarı krom mevcut. sonucta oluşan karışım hiç yabana atılmaması gereken bir karışım. Rc sonucunu merakla bekliyorum
Başlık: Ynt: DAMASKUS
Gönderen: Ejder - 22 Aralık 2009, 00:43:04

Sefa Usta, çok hoş bir bıçak, damaskusun gerektirdiği ustalığı bir yana koyarsak, kabza, balçak ve çelik uyumu - bıçağın tamamı görünmesede - zevk sahibi birinin eseri olduğunu gösteriyor.
Damaskusta katman sayısının artması muhtemelen görünümü güzelleştiriyor.Peki ya başka ne katıyor.Katman sayısını üst seviyeler çekebilmek yine ustanın maharetinin göstegesimidir?
Katmanlara usta istediği şekli verebilme şansı var mı? İntenette bazı kaynaklarda sıradışı desenlere sahip bıçaklar var.Bir bıçak ustası değilde bir ebru ustası yapmış gibi görünüyor
çeliğin çıktığı bu yüksek ısılarda desenler hakim olmak mümkün mü ?
Başlık: Ynt: DAMASKUS
Gönderen: sefaçabuk - 22 Aralık 2009, 01:26:53
Öncelikle teşekkür ederim, makinenin şarjı olmadığından ancak bu kadar bir fotoğraf mümkün oldu. uygun zamanda ayrıntılı fotoğraf çekip koyarım. Durukan test sonucunu gerçekten de merak ediyorum, bıçağın şu an sert olduğunu sanıyorum. Ejder kişisel bir görüş olarak söylemem gerekirse katların çoğalmasının yapının homojenliği açısından daha dengeli olacağını düşünüyorum, diğer yandan her katın oluşumu da bir miktar karbonun yanması demek, ama az katla çok kat arasındaki direnç farkını sanıyorum havuçla pırasaya benzetmek mümkün ::) sanki pırasa daha dirençli oluyor. İşin doğrusu belki, her iki malzemeyi de önce ayrı ayrı testlere sokmak, sonra ikisinden damaskus yapıp bir de bunu aynı testlere sokmak ve çıkan sonucu yorumlamak olabilir. Böyle bir proje vardı ama hala gerçekleştiremedim, bu biraz da benim bıçaklara kıyamamamdan kaynaklanıyor belki ama bunu yapmak şart, sanıyorum bu yıl içerisinde böyle bir test yapacağız, hatta abartıp, çekme deneyine de sokmayı düşündük ama malzeme üretmek gerekiyor.
Evet damaskus yaparken bir süre sonra  yapmak istediğiniz desenlere ulaşmak mümkün, sonuçta bunların bir çoğu izlemeler ve burmalarla, yada farklı geometrideki parçaları kullanmakla ilgili, dövmenin %20 si bilgiyse %80 i deneyim, ne kadar döverseniz o kadar hakim oluyorsunuz.
Başlık: Ynt: DAMASKUS
Gönderen: emrekipmen - 22 Aralık 2009, 01:41:32
Ahh, ben de testlere benim bulatlarımdan sokabilsem. Umarım yetiştirebilirim  ^-^ Bu arada damaskus mükemmel olmuş bea  ???  :2up
Başlık: Ynt: DAMASKUS
Gönderen: sefaçabuk - 22 Aralık 2009, 02:52:32
Sen bulatları yaptığında Organize olur hep birlikte yollarız, testi Boğaziçi Üni. malzeme laboratuvarı  yapacak  ;)
Başlık: Ynt: DAMASKUS
Gönderen: durukan - 22 Aralık 2009, 18:34:15
ejderin yolladıgı fotograf biyik ihtmalle motrsiket veya motorun tahrik zinzirinden yapılma. damascus ile artık tabiri cazip ise oynayan kimi ustalar isimlerini bile yazıyorlar. damascusun çekme kuvveterini olçmek gerçekten ilginç olurdu.....
Başlık: Ynt: DAMASKUS
Gönderen: Ejder - 22 Aralık 2009, 18:57:22
Durukan Bey, siz söyledikten sonra bu fotoğrafın gözüme çarptığı foruma bakıyordum.Yapımcısını ve ona ait siteyede göz atma şansı buldum.Kesinlikle haklısınız, bir motora ait zincirden yapılmış.  :)