Bıçak Sanatı - Forum
Konu Dışı => Genel Muhabbet => Konuyu başlatan: orkunaydin350 - 25 Ekim 2018, 09:12:00
-
http://www.jatagan.eu/en/
İnternette damascus görselleri ararken denk geldiğim bir site. Adı bayağı bayağı Yatağan. Anladığım kadarıyla bir Çek sitesi.
Yoğurt, baklava ve kahveden sonra Yatağan'ı da bir marka olarak kaptırdık galiba. :-[
-
Ne olacak abi, biz sahip çıkmazsak başkaları sahip
çıkar. Bakıyorum memlekete adam gibi kılıç yapan
bir elin parmağını geçmiyor.
Adam, paşa dedesinin kılıcını küfletmiş bi de utanmadan
satılığa çıkarıyor. Elin amerikalısı da bizim kılıçlarımızı
zamanında bir şekilde eline geçirmiş ve gözü gibi
bakmış. İlk günki gibi korumuş. Malesef biz o medeniyeti
şu an haketmiyoruz. Nasıl ki şam çeliği bu topraklarda
tarihin tozlu geçmişine gömüldü, nasıl ki Piri Reis’in haritası
Topkapı’nın depolarında çürümeye terkedildi. Elin gavuru
geldi senin müzenin deposunda senin haritanı yerlerde
çürümekten kurtardı. Biz o kadar beceriksiziz ki hiç birşeyi
haketmiyoruz.
-
Ne olacak abi, biz sahip çıkmazsak başkaları sahip
çıkar. Bakıyorum memlekete adam gibi kılıç yapan
bir elin parmağını geçmiyor.
Adam, paşa dedesinin kılıcını küfletmiş bi de utanmadan
satılığa çıkarıyor. Elin amerikalısı da bizim kılıçlarımızı
zamanında bir şekilde eline geçirmiş ve gözü gibi
bakmış. İlk günki gibi korumuş. Malesef biz o medeniyeti
şu an haketmiyoruz. Nasıl ki şam çeliği bu topraklarda
tarihin tozlu geçmişine gömüldü, nasıl ki Piri Reis’in haritası
Topkapı’nın depolarında çürümeye terkedildi. Elin gavuru
geldi senin müzenin deposunda senin haritanı yerlerde
çürümekten kurtardı. Biz o kadar beceriksiziz ki hiç birşeyi
haketmiyoruz.
Geçmişimizle çok övünüyoruz fakat hiç sahip çıkmıyoruz. Ülkemizdeki temel sorun (veya bizlere empoze edilmiş anlayış) var olanı geliştirmek veya daha iyi nasıl yaparız şeklinde fikir üretmek yerine var olanı top yekûn yok edip sıfırdan yeni bir sistem oluşturmktır. Her yeni sistemde öngörülmemiş sorunlar ortaya çıkar. Bu sefer bu sorunlara çözüm üretmek yerine onuda ortadan kaldırıp yenisini yapıyoruz
-
fazla özen li bir yazı olmuş .
nasıl olacak bende merak ediyorum. birileri biz kılıç yapmayı seviyoruz diye ömrünü bu yolda mı harcamalı .
bir elin parmagını geçmeyen ustalardan kaçımız kılıç yada benzeri aletler aldı .üç beş kişi .bu adam geçimini nasıl sağlayacak .hiç kimse elini taşın altına koymadan sadece özenmekle nasıl olacak. çıkarı olmadan bir sigara bile vermez o gavurlar
o gavurlara özenmiyorum.
-
fazla özen li bir yazı olmuş .
nasıl olacak bende merak ediyorum. birileri biz kılıç yapmayı seviyoruz diye ömrünü bu yolda mı harcamalı .
bir elin parmagını geçmeyen ustalardan kaçımız kılıç yada benzeri aletler aldı .üç beş kişi .bu adam geçimini nasıl sağlayacak .hiç kimse elini taşın altına koymadan sadece özenmekle nasıl olacak. çıkarı olmadan bir sigara bile vermez o gavurlar
o gavurlara özenmiyorum.
Haydar ustam;
Zaten bunu halktan beklemek komik olur. Bu iş için ve diğer tüm tarihi eserleri, mirasımızı ve genel olarak folklörümüzü korumak devletin sorumluluğu. Hatta bundan sorumlu olan bakanlık bile var fakat devletin tüm organlarında görünen bürokrasinin ve rahata alışmanın verdiği zor çalışma şartlarından dolayı işler yürümüyor, yapılamıyor, erteleniyor ve hatta iptal ediliyor.
-
fazla özen li bir yazı olmuş .
nasıl olacak bende merak ediyorum. birileri biz kılıç yapmayı seviyoruz diye ömrünü bu yolda mı harcamalı .
bir elin parmagını geçmeyen ustalardan kaçımız kılıç yada benzeri aletler aldı .üç beş kişi .bu adam geçimini nasıl sağlayacak .hiç kimse elini taşın altına koymadan sadece özenmekle nasıl olacak. çıkarı olmadan bir sigara bile vermez o gavurlar
o gavurlara özenmiyorum.
Haydar ustam, o ustalardan kılıç alması gerekenler; sonradan
görme zenginlerimizdir. Bizim ülkemiz haricinde tüm ülkelerde
zenginler ve devlet adamları sanat hamiliği yaparlar.
Sanatçıya sahip çıkarlar. Bu İngilterede de böyledir Hindistanda
da Katarda da. Zenginler koleksiyon yapar, sanat eseri satın
alırlar, müşteri olurlar. Bizde de çook zengin var ama...
Bizim sorunumuz tek başına sanatçı odaklı bir sorun değil
biz millet olarak öylece sorunluyuz. Sanat hamisi yok, zengin
sonradan görme, devlet adamı cahil, müzayedeler bit pazarı
sergi diye birşey yok, av fuarında bir nebze el yapımları
ön plana çıkıyordur belki. Bizim üniversitelerimizde çanak çömlek
bir sene ders diye anlatılırken proffların dımışkiden haberi yok.
Bu potansiyelle bizden bişey olmaz, kusura bakmayın.
-
Youtube a zamanında eklemiş olduğum "Katana oluk açma " videosuna bir vatandaşımızın yorumu; "6136 ya göre kılıç yapmak suç değil mi" ::) yorumu gördüm ve Youtub a eklediğim tüm videoları yorumları ne yazık ki kapattım. Belki bir süre sonra videoları da kapatmam gerekecek kimbilir. Sistem sanatçının veya zenaatçının önüne bu kadar engel koymuşken bu konuştuklarımız bile bana ütopik geliyor. Söyleyecek çok şey var ama zülf-ü yare dokunur.
-
ilgili siteye mail yollayarak "Jatagan" kelimesinin Çek dilinde bi anlamı var mı, diye sordum..
cevap geldi..
Hi
Thank you very much for your email.
Jatagan is Czech version of Yatagan - antique oriental sword.
Best regards
Martin Horák
yani;
bizim Yatağan'ın Çek versiyonuymuş.. antikmiş.. doğuya özgüymüş..
şimdi bunu Kültür Bakanlığı'na, Yatağan Belediyesi'ne falan bildireyim, diyeceğim ama.. umutsuzum..
ne yapacaklar..?!
-
Belki, "kardeşim Siz yapmıyor yaptırmıyorsunuz bari yapana mani olmayın" derler.
-
Bırakın yapsınlar. Ne güzel kültürün coğrafi yedekliliğini sağlıyorlar. Bu coğrafyada unutulsa bile gider oradan geri öğreniriz
Hem bir tek Çek'ler yapmıyor ki bir çok Balkan milleti Yatağan'ı sevmiş.
Ki, bilinen en eski Yatağan Doha'da İslam Eserleri Müzesi'nde. II. Bayezid'e ait kitabesi var. Bundan eski yatağan ortaya çıkaramadıktan sonra benimseseler de fark etmez.
Asıl önemli olan, Doha'daki bu en eski Yatağan'ı yaptıran padişah II. Bayezid'in teknik yeniliklerle, silah alanındaki denemeler ve icatlarlarla anılmaması, hat ve tezhip ile anılıyor olması. Bu konudaki şüphem, bu Yatağan'ın Fatih Sultan Mehmet tarafından tasarlanıp sipariş edilen, dolayısıyla çok daha değerli ve daha önceki yıllara dayanan bir kılıç olabileceği. Belki kılıç Fatih'in sağlığında hâlâ bitirilememişti ve bitimi, kitabesinin yazımı Bayezid dönemine sarktı. Belki de bir ilk olan bir kılıcı Bayezid o nedenle başkasına hediye etti. Kendi böyle bir deneme yapsa niye kendine saklamasın? Bu dediğime dair eğer kanıtlar bulunursa bu kılıcın bize ait olduğu; rapier tipi düz, kesmeye değil de saplamaya yarayan kılıçlardan çok önce böyle uzun düz bir kılıcı düşünen ve yaptıran Fatih'in ayrıca bu Yatağan'ın da fikir babası olması durumu ortaya çıkar. Bu da Türk tarihi ve Yatağan'ın tarihi bakımından çok değerli bir keşif olacaktır.
Yatağan yapmak yada almaya gücümüz yada yasal imkanlarımız yetmese bile Yatağan'ın geçmişini araştırabilir ve bulduklarımızı yayabiliriz.
Uluslarası arenada eğri bıçak ve kılıçlara "Persian", pota çeliğine Hint "wootz"u, İskitlere bir Pers kavmi, yazılı kayıtları olmayan eski Türk kavimlerine pastoralist, pontik step göçebesi falan deniyor. Ciddi tarih araştırmaları ve bunların temelli, kaynaklı, duvar gibi sağlam ispatlı ve İngilizce olan anlatımlarını yapmak ve yaymak yapmamız gereken en önemli işler.
-
Üzülmeli mi bilemedim gururmu duysam yoksa.. duygusal yaklasmiyorum.. kanunlarimiz da bu konularda çok katı 6136 olmasa ne cevherler çıkacak kimbilir . Gecenlerde de türk yayı ile ilgili bir araştırma yaptım 2005de birkaç ustamız tekrar yapmaya başlıyor ve tek kaynak bir yabancının osmanlı döneminde kaleme alıp bir kitap yazması, maalesef nerden baksan elinde kalıyor sahip çıkamıyoruz ne tarihimize nede kültürümüze.
-
Şahsen Ukrayna'da da farklı formlarda yatağan görmüştüm.Balkan orijinli ve Osmanlı orijinli yatağanlar gördüm. Karabela'nın zamanla Polonyalılar tarafından benimsenmesi gibi ele geçirilen yatağanlar bazı savaşçılar tarafından benimsenmiş.Özellikle Poltava savaş alanı müzesinde bu durumu bana anlatmışlardı.
Lviv'de ise ilginç formlu neredeyse Bolo'ya benzer bir balkan Yatağanı görmüştüm hatta düz namlulu yatağanlar da.
-
Çek Macar Sırp Boşnak Bulgar ustalar hâlâ dövme Yatağan veya eğri kılıç yapıyor.değerleri sahiplenmek üstten aşağı degil aşağıdan yukarıya doğru gider. Bu konu hakkında forumda önceden de başlık açılmıştı. sadece Yatağan değil Türk çakısı ve türk bıçağı formlarıda var .ingilizce arattırdığınızda görebilirsiniz.don hanson ustanın yaptığı bowie bıçakları Türk Yunan tarzımı bilmiyorum diye anlatıyor.gene Bir forumda Türk çakısının formu tartışılıyor(resmini de görebilirsiniz).hatta bir ukraynalı ustanın yapıp sattığı Türk tarzı mutfak bıçagı setide var .bu Forum her konuda olduğu gibi bu konuda da farkındalık yaratmıştır .şimdi birde bizim yaptığımız ve talep edilen bıçaklara çakılara baktığımızda asıl görev devletin değil ustaların diye düşünüyorum.
Not olarak tarihin arka odası programı nda bu konu tartışılıyor YouTube den izleyebilirsiniz.
-
Bırakın yapsınlar. Ne güzel kültürün coğrafi yedekliliğini sağlıyorlar. Bu coğrafyada unutulsa bile gider oradan geri öğreniriz
Hem bir tek Çek'ler yapmıyor ki bir çok Balkan milleti Yatağan'ı sevmiş.
Ki, bilinen en eski Yatağan Doha'da İslam Eserleri Müzesi'nde. II. Bayezid'e ait kitabesi var. Bundan eski yatağan ortaya çıkaramadıktan sonra benimseseler de fark etmez.
Asıl önemli olan, Doha'daki bu en eski Yatağan'ı yaptıran padişah II. Bayezid'in teknik yeniliklerle, silah alanındaki denemeler ve icatlarlarla anılmaması, hat ve tezhip ile anılıyor olması. Bu konudaki şüphem, bu Yatağan'ın Fatih Sultan Mehmet tarafından tasarlanıp sipariş edilen, dolayısıyla çok daha değerli ve daha önceki yıllara dayanan bir kılıç olabileceği. Belki kılıç Fatih'in sağlığında hâlâ bitirilememişti ve bitimi, kitabesinin yazımı Bayezid dönemine sarktı. Belki de bir ilk olan bir kılıcı Bayezid o nedenle başkasına hediye etti. Kendi böyle bir deneme yapsa niye kendine saklamasın? Bu dediğime dair eğer kanıtlar bulunursa bu kılıcın bize ait olduğu; rapier tipi düz, kesmeye değil de saplamaya yarayan kılıçlardan çok önce böyle uzun düz bir kılıcı düşünen ve yaptıran Fatih'in ayrıca bu Yatağan'ın da fikir babası olması durumu ortaya çıkar. Bu da Türk tarihi ve Yatağan'ın tarihi bakımından çok değerli bir keşif olacaktır.
Yatağan yapmak yada almaya gücümüz yada yasal imkanlarımız yetmese bile Yatağan'ın geçmişini araştırabilir ve bulduklarımızı yayabiliriz.
Uluslarası arenada eğri bıçak ve kılıçlara "Persian", pota çeliğine Hint "wootz"u, İskitlere bir Pers kavmi, yazılı kayıtları olmayan eski Türk kavimlerine pastoralist, pontik step göçebesi falan deniyor. Ciddi tarih araştırmaları ve bunların temelli, kaynaklı, duvar gibi sağlam ispatlı ve İngilizce olan anlatımlarını yapmak ve yaymak yapmamız gereken en önemli işler.
Eylem ustam Fatih ve 2.Bayezid ile ilgili
teorinizin pek de kanıta ihtiyacı yok gibi.
Tarihsel olarak kişiliklere bakıldığında teorinizle
örtüşen karakterler çıkacaktır ortaya.
Bayezid’in, babasına ait bir tasarımı hediye
(Bana göre gözardı) etmesi çok olası, çünkü
Fatih’e ait ne yenilik varsa Bayezid iptal etti.
Bu da en çok sanata yansıdı. Nitekim Fatih
dönemi camileri tabhanesiz merkezi planlıyken
Bayezid eski tip olan tabhaneli cami planını
tekrar geri getirmiş.
Osmanlı tarihinde babanın yaptırdığının üzerine
konma işi de adeta gelenek gibi. Blz Nuruosmaniye
Camii, asıl yaptıran Sultan Mahmut ama isim
Osman’a ait.
Biraz ukalalık ediyorum ama konu ilgimi çekti ve
bir kaç kelam etmek istedim, affınıza sığınarak...
-
...
Eylem ustam Fatih ve 2.Bayezid ile ilgili
teorinizin pek de kanıta ihtiyacı yok gibi.
Tarihsel olarak kişiliklere bakıldığında teorinizle
örtüşen karakterler çıkacaktır ortaya.
Bayezid’in, babasına ait bir tasarımı hediye
(Bana göre gözardı) etmesi çok olası, çünkü
Fatih’e ait ne yenilik varsa Bayezid iptal etti.
Bu da en çok sanata yansıdı. Nitekim Fatih
dönemi camileri tabhanesiz merkezi planlıyken
Bayezid eski tip olan tabhaneli cami planını
tekrar geri getirmiş.
Osmanlı tarihinde babanın yaptırdığının üzerine
konma işi de adeta gelenek gibi. Blz Nuruosmaniye
Camii, asıl yaptıran Sultan Mahmut ama isim
Osman’a ait.
Biraz ukalalık ediyorum ama konu ilgimi çekti ve
bir kaç kelam etmek istedim, affınıza sığınarak...
Estağfurullah, önümüze konan bilgilerle yetinmeyip ötesine gitmeye çalışmamız normal. Dünya bu sayede ilerledi.
Topkapı sarayında silahların olduğu kısım bir süre önce, kaç yıl olduysa, yeniden açıldığında Fatih'in bazı kılıçlarını yanyana koymuşlardı. İyi de olmuş. Fatih'in kılıçlara dair bazı deneysel denebilecek farklı farklı siparişlerini bir arada görmek iyiydi. Bu siparişlerde hem politik gerekçeler hem de kullanıma dair düşüncelerin olduğu belli oluyordu. Kısa ve düz Roma kılıcı şeklinde olan, Fatih'in Kayzer-i Rum olma iddiası yani Anadolu'nun Sezar'ın olma iddiası ile örtüşüyordu. Onun dışında da ucu daha sivri bir kılıç, çift ağızlı düz kılıç, rapier benzeri üçgen kesitli bir düz kılıç vardı. Bunları belki daha iyi yeni tasarımlar olarak denemek istemiş gibiydi. Bayezid'in denen yatağan'ın kitabesi ise tarz olarak Fatih'in kılıçlarının üstündeki kitabeleri andrıyordu.
-
Bence bu konu eyleme dönüşmeli.