Bıçak Sanatı - Forum
Konu Dışı => Genel Muhabbet => Konuyu başlatan: yusuf biçer - 13 Mayıs 2011, 12:39:22
-
ben bir öğretmenim...
ama bilinen öğretmenlerden farklı ...
sıra dışı... (bunu ben demiyorum çevremdekiler diyor)
bilindiği üzre de bıçak kolleksiyoncusu
avda balıkta bıçak kullanıcısı
bıçak bileyicisi (kendi çapımda )
ve son zamanlarda da forumda da gördüğünüz üzere
bıçak yapımına da başladım
(bana göre sadace çelik kurdalayıcısıyım)
şimdi konuyu şuraya getirecem
bir öğretmen olarak en zor anım
hocam sen bıçakla mı geziyorsun?!!!!!!!
bıçak mı yapıyorsun?!!!!!!!!!
senin gibi bir öğretmenin bıçakla ne işi olur ? !!!!!!!!
bak bak bak >:D
vs vs sorular
çağımızın modern (!) Türkiyesinde
öğretmenin kahvehanenin kaldırımına masa atıp okey oynaması normal
teneffüste öğrencilerin karşısında fosur fosur sigara içmesi normal
günlük hayatta içki içmesi, bar, diskotek, pavyon gibi içkili ortamlarda bulunması normal
alenen çapkınlık yapması normal
ama;
ava gitmesi anormal
silah taşıması bulundurması anormal
bıçak taşıması anormal
bıçak bilemesi anormal
bıçak yapması anormal
hele hele kılıç yapması
tu kaka
şimdi soruyorum
tüm yasal yükümlülüklerini yerine getirerek
vergisini vererek ( senelik 200tl ) ava gitmek suç mu?
balığa gitmek suç mu?
doğaya çıkmak doğada vakit geçirmek suç mu?
jiple dağa çıkmak çamurda debelenerek stres atmak suç mu?
ormanda çadır kurmak odun kırmak ateş yakmak ateş başında çayını yudumlamak suç mu?
doğada gün doğumu gün batımını yaşamak, fotoğrafını çekmek suç mu?
boş zamanını değerlendirmek suç mu?
el sanatlarıyla ilgilenmek suç mu?
yetenekli olmak suç mu?
bıçak sevmek suç mu?
bıçak taşımak suç mu?
yasal olarak silah taşıması ve bulundurması suç mu ?
entellektüel bir hobi olan kolleksiyonculuk suç mu?
kendi tarihini araştırmak suç mu?
genleriyle barışık olmak suç mu?
içindeki akıncıyı yada savaşçıyı yaşatmak suç mu?
bunlar öğrenciler için ve diğer insanlar için
olumsuz örnek oluşturabilecek davranışlar mı?
örnek alınabilecek kötü rol model mi?
-
Velilerin ve öğrencilerin son yıllarda kendilerini bi b.k zannettiklerini düşünüyorum. Eskiden çocuk okula gelmeyince öğretmen evine jandarmayı yollayıp getirtirdi. Şimdi maşallah her veli birer şehzade peydahlamış. Öğretmenin öğrenciye bir şey öğretmesi çok zorlaştı ama eğitebilmesi ise tamamen bitti. Bu gün yakasını bile düzgün bağlayamayan, evinin kapısından toplam beş adım atıp servise binmekten daha fazla marifeti olmayan çocuklar yarın hayatın gerçekleri ile yüzleşince bu yükle mücadele etmek zor gelecek ve hayatta kalmak için iş görünce sinecek, mertçe kazanabileceğine inanmayıp, korkusundan kaypaklığa sığınacak...
Yakın akrabalarımın %90'ı öğretmen. Hatta arkadaşlardan da gidip dekan yardımcılığına dahi çıkanlar var. Bizdeki de budak deliği değil ki görüyoruz. Görünen o ki insanlar Ünivesiteye trigonometri bilmeden, türev integral bilmeden gelmeye başladılar. Elektronik dersleri hem kuantum fiziği hem de karmaşık sayılara dayanır. Diferansiyel hesabı beceremezsen olmaz. Ama bakıyorsun ki adam senin zamanında orta ikide gördüklerinden ileri gitmeden üniversiteye gelmiş. Davranışlar hâlâ çocuk davranışı... Onu geçtim, on yıl önceki stajerlerin kalitesini bile arar oldum.
O nedenle bu devir, öğretmene işini öğretme devri değil öğretmenin derdini dinleme devridir.
Son bir ayrıntı... Öğretmenleri canı gönülden dinleyen, mesleğine saygı duyan veliler şehirdekiler değil, köydekilerdi. Şehirdekiler, cebine giren para öğretmenin kazandığından fazla ise istediği kadar cahil, kafasız da olsa kendilerini bir şey zannetmekteydiler. Son yıllarda zaten köylerde okul kalmayınca eğitim kalitemiz - bakın öğretim demiyorum - iyice düştü.
-
Yusuf hocam senin gibi hocayı garipseyen öğrencilere burdan saygıyla sesleniyorum :). Arayıpta bulamayan var!!! Keşke benimde senin gibi öğretmenim olsa. Her türlü atraksyon var... :)
-
ahlak, olaylara bakış açısı, kültürel değerler ve iletişim metotları kişiye ilk olarak ailesi tarafından veriliyor. bu temel veriler ışığında gelişim süreci ilk okul ile başlayıp süreç içinde bir takım değşimlere maruz kalıyor elbette. fakat hamur ailede mayalanıyor. büyüklere karşı saygı, küçüklere sevgi, hayvanlara merhamet, düşmüşe yardım, paylaşmak, sıra göz etmek, varlık ve yokluk muhakemesi, inanç, meseleleri hangi pencereden izlemek gerektiği gibi bir çok kişilik yapı taşı ailenin elinde şekillendirliiyor. belki farkında olarak, belki de farkında olmayarak ama bu böyledir. öğretmen kavramına bir çocuğun saygı duyup değer verip vermemesi temelde ailenin telkinleri veya öğretileri ile ilgilidir. öğretmenin çocuk ile ilgili bir takım endişelerinden veya gayet samimi bir takım tavsiyelerinden rahatsız olan ebeveyinler var artık. çocuğunu öğretmeni ile birlikte ileriye taşımak değil, çocuğunu öğretmene karşı korumak refleksindeler maalesef. çocuk, anne babasının hürmet gösterip saygı duymadığı bir kişiye neden saygı duyup değer versin ki?
bozulan bir aile yapısının en belirgin sonuçlarından birisidir bu durum bence. ha eğitim sistemi hiç mi hatalı değil, elbette bir çok hataları var. hocalar çok mu kusursuz, elbette akıl almaz davranışları olan hocalar var. çocuklar hiç mi kusurlu değil, elbette değişen bir nesil var ama toplumu ayakta tutan temel dinamik bence aile olduğu için dikkati buraya yoğunlaştırmak gerektiğini düşünüyorum.
Yusuf hocam gibi "hareketli" bir öğretmen için de düşüncem nabza göre şerbet vermesidir. kendisi ile alakalı özel hayatını çok fazla öğrencilerine karşı su yüzüne çıkartmamalı, meraklısı ve ilgilisi ile sınırlı tutmalıdır bu konuları. öğretmen olmasa bile bizim toplumumuz bıçak taşıyana piskopat, silah sevene mafya veya mafya özentisi, balığa gidene avare gözüyle bakar. bunu yok saymamak gerekli. benim odama giren iş arkadaşlarım bıçakları görünce ürküyorlar, ne garip adamsın diyorlar, ki ben mesleğim itibariyle zaten toplumun her türlü garipliği yakıştırdığı "geniş" bir adamım :)) durum böyleyken gözümüzün nuru öğretmenlerimizin de bu tarz eleştirilere maruz kalması kaçınılmaz maalesef. hepimize sabırlar diliyorum :-\
-
Yusuf bey duygularıma tercüman oldunuz. Aşağı yukarı aynı şeylar başımıza geliyor. Yanınızda taşıdığınız çakıyı gören kendini savunmak için mi aldın? Arabadakini gören adammı keseceksin gibi sorular sık sık sorulmakta veya bıçak yapımıyla uğraştığını gören ''arkadaşım iişnmi yok. Otur tv nin başına vakini değerlendir vs. hepimize kolay gelsin
-
değerli öğretmenime katılıyorum, isteyen istediği gibi düşünsün bu bir hobidir hobinin yaşı, mesleği olmaz. anlayan anlar.
-
Her gelen nesil bir öncekini aratır durumda maalesef. Elbette içlerinde çok düzgünleri de var her neslin. İçlerinden doğru olanları tenzih ederim. Yeni öğrenciler nasıl ki o neslin üyelerinin çoğunluğu gibi bozuksa yeni öğretmenler de aynı geliyor bana.
Şöyle ki
Benim zamanımda hangi sınıfın öğretmeni olsun saygı duyardık. Şimdikiler gücü yettiği yerde dövüyor bile. Babam zamanında öğretmenin vurduğu yerde gül bitermiş.
Benim zamanımda öğretmenler de ders çalışıp,haberleri dinleyip gelirlerdi okula. Şimdikiler sosyal paylaşım sitelerinden arda kalan vakitlerini cafe ve kahvelerde geçiriyorlar. Babam zamanında okul çıkışında topluca kütüphaneye giderlermiş.
30 yaşındayım. 5 sene önce beğenmediğim liseliler şimdilerde 21-23 yaşında öğretmen. Onların beğenmedikleri liseliler de 5 sene sonra öğretmen olur. Bozulan neslin, kültürün sonucunu yaşıyoruz.
Siz hiç kendinizi üzmeyin hocam. Bildiğiniz doğru yolda, yersiz muhabbetlere kulaklarınızı kapatıp devam edin. Dedim ya genel kanıda düzgün kabul görmüş kişiler müstesnadır her zaman. Ve eminim ki sizin gibi hassas düşünen bir eğitimcinin sınıfından, o müstesna gruba girecek hayli öğrenci çıkacaktır. Saygılar
-
Abi siz birde dışardan görüyorsunuz günümüz liseslilerini. Ben içlerindeyim ne yazık ki :( (Bende serzenişteyim bu konuda... )
-
Abi siz birde dışardan görüyorsunuz günümüz liseslilerini. Ben içlerindeyim ne yazık ki :( (Bende serzenişteyim bu konuda... )
+1 Ben endüstri meslek lisesinde okuyorum bilen bilir meslek liselerini şimdi daha beter oldu her hafta 2-3 bıçaklanma-vurulma geçenlerde okulun girişinde Edebiyat öğretmenine ateş etmişlerdi :( Velilerin ve öğrencilerin büyük çoğunluğu öğretmene gereken saygıyı göstermiyor. :( :(
Saygılar...
-
Sümerlerden kalan kil tabletteki yazı uzmanlarca çözümlenip bugünki dile çevrilmiş .
Bir babanın erkek çocuğuyla ilgili şikayetlerini bir başkasına anlatmak için yazıldığı anlaşılmış .
Şöyle diyormuş baba : Çocuklarımızı artık babalarımızın terbiye metedlarıyla yetiştiremiyoruz . hepsi başına buyruk oldu ana baba dinlemiyorlar . Bizim aldığımız terbiyeden onlarda eser yok . Büyüklere saygıları yok , korkarım onların çocukları onlardan da çok daha eksik yetişecekler . Zaman çok kötüleşti çook .
Konu bana yıllarca önce okuduğum Çetin altanın bir yazısının böyle bir bölümünü hatırlattı :) . Ne dersiniz devran hala ol devran mı acaba ?
-
Yusuf hpocam bende öğretmen adayıyım ve söyentilere kulak asmadan bildiğimi okuyorum :)
İnsan kendi için yaşar el konuşsun dursun.
-
Görünen o ki insanlar Ünivesiteye trigonometri bilmeden, türev integral bilmeden gelmeye başladılar. Elektronik dersleri hem kuantum fiziği hem de karmaşık sayılara dayanır. Diferansiyel hesabı beceremezsen olmaz. Ama bakıyorsun ki adam senin zamanında orta ikide gördüklerinden ileri gitmeden üniversiteye gelmiş. Davranışlar hâlâ çocuk davranışı... Onu geçtim, on yıl önceki stajerlerin kalitesini bile arar oldum.
Evet abi öğrenmedik, öğretmedilerde, kimse de öğren demedi. Çünkü gerekmiyordu da aslında. Çünkü biz öss ye hazırlanıyorduk üniversiteye değil.Orta ikide öğrendiğimizle gittik üniversiteye. Orda da biliyoruz varsayarak davrandılar. Ne yapıcaz diye sorduk; "ezberleyin geçin" dediler. Yahu diferansiyel denklemin neyini ezberliyeceğim dedim. Eski sınav sorualrının çözümlerini ezberle geç dediler. Direndim ben ezberleyip geçmek değil öğrenmek istiyorum dedim. Sınıf arkadaşım hocam olunca direncim kırıldı, ezberledim ezberleyemediğimide formül kağıdının biyerine yazıp geçtim. :) Kaybım çok oldu ama en azından ne olduğumun ve ne olmadığımın farkına vardım.
Yusuf Hocam'ın konusunu dağıttık biraz ama Eylem Hocam yarama tuz basınca bend edökülmek istedim.
-
Belki amaç senin benim gibi sürü olmayı inatla öğrenmeyenleri yıldırmak. :-\
-
valla benim bacanakta öğretmen ama yusuf hocam senin yaptıklarının hepsini yapıyor sonuçta herkes insan ve yapacaksınız tabi okuşdan eve evden okula olmaz tabi sonuna kadar arkandayız hocam.
gerçi zamane cocukları ve onların padişah ve sultan vellileri oldukca öğretmenlerimiz daha coooook ceker.şimdiki stajyerleri görüyorumda biz bayağı iyiymişiz :'(
-
Yusuf bey bıçak taşımak suç mu? demişsin
http://www.bicaksanati.com/forum/genel-muhabbet/bicak-tasima-kanunu/
-
Valla ben bu konuya hiç karışmayayım :D
-
Yusuf bey bıçak taşımak suç mu? demişsin
http://www.bicaksanati.com/forum/genel-muhabbet/bicak-tasima-kanunu/
ona bakma sen
türkiyenin gerçeklerine bak
şapka takmamak ta suç ona kalırsa
-
Nasıl şapka takmamak suçmu ? :S
-
şapka inkılabını unutmuş gibisin Berkecim ;)
-
O konuyla ilgili tek bilgim bir zamanlar şapka devrimi yapılmış ama takmamak suçmuş falan bunları bilmiyorum...
-
sanırım hala suç ama takan yok hepimizi içeri tıksınlar ozaman
-
Bak benim fotoma. 8)
-
ustad o bile yasaktı bir zamanlar kanuna göre fötür şapka olmalıymış
-
Bak benim fotoma. 8)
;D
-
O konuyla ilgili tek bilgim bir zamanlar şapka devrimi yapılmış ama takmamak suçmuş falan bunları bilmiyorum...
sanırım hala suç ama takan yok hepimizi içeri tıksınlar ozaman
:P :D. Şapka kanununda milletvekilleri ve devlet memurlarının resmi kıyafetinde şapka bulunur deniyor ancak her vatandaş her zaman şapka giyecek, başı açık gezmeyecek yazmıyor.
Aha örnek:
(http://www.merayozgur.com/wp-content/uploads/2011/03/atat%C3%BCrk.jpg)
(ref. (http://www.merayozgur.com/ataturk))
(http://www.ibrahimkiraz.com/wp-content/uploads/2010/11/ataturk.jpg)
(ref. (http://ref.))
(http://www.batikaradenizekspresgazetesi.com.tr/galeri/ataturk_pertekteogrencilerle.jpg)
(ref. (http://www.batikaradenizekspresgazetesi.com.tr/galeri.asp?galeriID=5&sayfa=17))
(http://www.batikaradenizekspresgazetesi.com.tr/galeri/1207-ataturk.jpg)
(ref. (http://www.batikaradenizekspresgazetesi.com.tr/galeri.asp?galeriID=5&sayfa=4))
Ancak unutmayın ki sandığınızın aksine asıl bu devrimden önce başı açık gezemezdiniz.
Bu da şapka devrimi öncesinden:
(http://4.bp.blogspot.com/_ziJ4C851zpg/TMtI0MU3yzI/AAAAAAAAAeI/k8bqoLsoBUM/s1600/ataturk-1924.jpg)
-
Zaten saçma gelmişti :)
-
yanlız fotolarda coğunun elinde şapkası var :)
-
Ben özellikle içinde şapka geçenleri seçtim ki fotoğrafın çektiği zaman şuydu buydu diye itiraz olmasın diye.
Ayrıca "çoğu" diyerek beni yine haklı çıkarıyorsun.
-
ee çoğu zaten gerisi asker :)
kanun zaten kılık kıyafet olarak 8 madde
şapka içinse 3 madde ve yasak olduğunu beyan ediyor yasak olan bir şeyin muhakkak cezası vardır madde anayasa maddesi olduğundan dolayı anayasaya aykırı hareket etmek söz konusu ve bu kanunlar hala gecerli sanırım
neyse konuyu başka noktalara çektik yusuf hocamada ayıp oldu
Kılık Kıyafet Kanunu
Kanun No: 2596
Madde 1 Herhangi din ve mezhebe mensup olurlarsa olsunlar ruhanilerin (din görevlilerinin) mabet ve ayinler haricinde ruhani kisve taşımaları yasaktır. Hükümet her din ve mezhepten münasip göreceği yalnız bir ruhaniye mabet ve ayin haricinde dahi ruhani kıyafetini taşıyabilmek için muvakkat müsaadeler verebilir. Bu müsaade müddetinin hitamında onun aynı ruhani hakkında yenilenmesi veya başka bir ruhaniye verilmesi caizdir.
Madde 2 Türkiye’de kanuna tevfikan teşekkül etmiş ve edecek olan izcilik ve sporculuk gibi topluluklar cemiyet ve kulüp gibi heyetler ve mektepler mahsus kıyafet alamet ve levazım taşımak istedikleri zaman yalnız nizamname ve talimatname ile muayyen tiplere uygun kıyafet alamet ve levazım taşıyabilirler.
Madde 3 Türkiye’de bulunan Türklerin ve yabancıların yabancı memleketlerin siyaset askerlik ve milis teşekkülleri ile münasebetli kıyafet ve alametlerini ve levazımını taşımaları yasaktır.
Madde 4 Ecnebi teşekkül mensuplarının kendi kıyafet alamet ve levazımları ile Türkiye’yi ziyaret etmeleri İcra Vekilleri Heyeti kararıyla tayin olunacak mercilerin müsaadesine bağlıdır.
Madde 5 Türkiye Devleti nezdinde memur bulunanların kıyafetleri beynelmilel mer’i adetlere tabidir.
Madde 6 Bu kanunun tatbik suretini gösterir bir nizamname yapılır.
Madde 7 Birinci maddenin hükümleri bu kanunun neşri tarihinden altı ay sonra ve diğer maddelerin hükümleri bu kanunun neşri tarihinden itibaren mer’idir (geçerlidir).
Madde 8 Bu kanunun icrasına İcra Vekilleri Heyeti memurdur.
Şapka Kanunu
Kanun No: 671
Şapka Giyilmesi Hakkında Kanun 28 Teşrinisani 1341 (Kasım 1925):
Madde 1 Türkiye Büyük Millet Meclisi azaları ile idarei umumiye ve mahalliye ve bilumum müessesata mensup memurin ve müstahdemin Türk milletinin giymiş olduğu şapkayı giymek mecburiyetindedirler. Türkiye halkının da umumî serpuşu şapka olup buna aykırı bir alışkanlığın devamını hükümet men eder.
Madde 2 İşbu kanun neşir tarihinden itibaren muteber (yürürlükte) dir.
Madde 3 İşbu kanun Büyük Millet Meclisi ve icra Vekilleri Heyeti tarafından icra olunur.
-
Eee tamam işte, bak vatandaş başı açık gezemez diyor mu?
-
:) zaten ucu acık yani yerel yönetimle alakalı bir olay bizim memleketteki yöneticiler zamanında köylüye cok çektirmiş olayda ordan kaynaklanıyor kimi şehirdede hiçbir yaptırım olmamış
saygılar
-
O zamanların kıyafet hakkındaki algılayışı ile günümüz algılayışını karıştırmamak lazım. Şapka konusu da böyle idi. Şapka takmak zaten zamanında moda idi, şapka takmak günümüzde don giymek gibi olağan bir durumdu. Asıl sorun Türkiye'yi Osmanlı'nın etkisinden kurtarmak tüm herşeyi değiştirmek ile mümkündü, bu insanların düşünce tarzından, giyiminden yazısına kadar herşeyi değiştirmeyi gerektiriyordu, bunların teki bile yapılmasa biryerlerde patlak verirdi. Aslında eksik olan toprak reformunun yapılmamış olmasından patlak da verdi, artık Cumhuriyet'ten bahsedemiyorum maalesef, ülkemizin yapısı eskiye yine kaymıştır... Şapka konusu sadece nostaljik bir madde olarak kalmış, maddelerdeki dini kıyafetin sadece din adamlarının dini ibadet sırasında takmasına izin vermesi konusunun da artık uygulanmadığı da bir gerçek...
-
ee çoğu zaten gerisi asker :)
kanun zaten kılık kıyafet olarak 8 madde
şapka içinse 3 madde ve yasak olduğunu beyan ediyor yasak olan bir şeyin muhakkak cezası vardır madde anayasa maddesi olduğundan dolayı anayasaya aykırı hareket etmek söz konusu ve bu kanunlar hala gecerli sanırım
neyse konuyu başka noktalara çektik yusuf hocamada ayıp oldu
Kılık Kıyafet Kanunu
Kanun No: 2596
Madde 1 Herhangi din ve mezhebe mensup olurlarsa olsunlar ruhanilerin (din görevlilerinin) mabet ve ayinler haricinde ruhani kisve taşımaları yasaktır. Hükümet her din ve mezhepten münasip göreceği yalnız bir ruhaniye mabet ve ayin haricinde dahi ruhani kıyafetini taşıyabilmek için muvakkat müsaadeler verebilir. Bu müsaade müddetinin hitamında onun aynı ruhani hakkında yenilenmesi veya başka bir ruhaniye verilmesi caizdir.
Madde 2 Türkiye’de kanuna tevfikan teşekkül etmiş ve edecek olan izcilik ve sporculuk gibi topluluklar cemiyet ve kulüp gibi heyetler ve mektepler mahsus kıyafet alamet ve levazım taşımak istedikleri zaman yalnız nizamname ve talimatname ile muayyen tiplere uygun kıyafet alamet ve levazım taşıyabilirler.
Madde 3 Türkiye’de bulunan Türklerin ve yabancıların yabancı memleketlerin siyaset askerlik ve milis teşekkülleri ile münasebetli kıyafet ve alametlerini ve levazımını taşımaları yasaktır.
Madde 4 Ecnebi teşekkül mensuplarının kendi kıyafet alamet ve levazımları ile Türkiye’yi ziyaret etmeleri İcra Vekilleri Heyeti kararıyla tayin olunacak mercilerin müsaadesine bağlıdır.
Madde 5 Türkiye Devleti nezdinde memur bulunanların kıyafetleri beynelmilel mer’i adetlere tabidir.
Madde 6 Bu kanunun tatbik suretini gösterir bir nizamname yapılır.
Madde 7 Birinci maddenin hükümleri bu kanunun neşri tarihinden altı ay sonra ve diğer maddelerin hükümleri bu kanunun neşri tarihinden itibaren mer’idir (geçerlidir).
Madde 8 Bu kanunun icrasına İcra Vekilleri Heyeti memurdur.
Şapka Kanunu
Kanun No: 671
Şapka Giyilmesi Hakkında Kanun 28 Teşrinisani 1341 (Kasım 1925):
Madde 1 Türkiye Büyük Millet Meclisi azaları ile idarei umumiye ve mahalliye ve bilumum müessesata mensup memurin ve müstahdemin Türk milletinin giymiş olduğu şapkayı giymek mecburiyetindedirler. Türkiye halkının da umumî serpuşu şapka olup buna aykırı bir alışkanlığın devamını hükümet men eder.
Madde 2 İşbu kanun neşir tarihinden itibaren muteber (yürürlükte) dir.
Madde 3 İşbu kanun Büyük Millet Meclisi ve icra Vekilleri Heyeti tarafından icra olunur.
kraldan çok kralcı olmamak lazım
herşey insan içindir
daha önce de dediğim gibi
kanunlarımızdaki gerçeklerle türkiyenin gerçekleri çok farklı
-
zamanında şapka kanununa itirazdan devrin ünlü din alimi İskilipli Atıf Hoca idam edilmişti
Yusuf Hocamın da dediği gibi Ülkemizin kanunlarıyla gerçekleri arasında dünyalar kadar fark var en basitinden bi paket sigaraa 5 liraysa bi tüp bali nedir _?_
-
...
devrin ünlü din alimi İskilipli Atıf Hoca
...
Maide Suresi 51. ayeti okur ve Kurtuluş savaşında İngilizlerin uçaktan attığı belgeleri yazmış olduğunu hatırınıza getirirseniz kendisine hoca demek caiz midir idrak edersiniz.
-
eylem abicim işlerin iç yüzleri oldukça derunidir ben sadece öyle anıldığı için örnekleme yaptım sonuçta bugün adnan oktara da adnan hoca diyenler var zekeriya beyaza dedikleri kadar :D
-
Aklıma bu konuyu büründüğü ciddiyetten sıyıracak bir video geldi.
beril sen dev bir kedisin apartuman
-
arkadaşlar sıkı yönetim dönemi kanunlarımız değişmeli günümüz şartlarına uyarlanmalı demek istedik ama
konu nerden nereye geldi ya
ben Cumhuriyeti, Atatürk'ü ve Cumhuriyetin ilk yıllarını İSMET İNÖNÜ dönemi de dahil sorgulamam sorgulatmam
lütfen konuyu fazla dağıtmayalım
SAYGILAR ...
-
arkadaşlar sıkı yönetim dönemi kanunlarımız değişmeli günümüz şartlarına uyarlanmalı demek istedik ama
konu nerden nereye geldi ya
ben Cumhuriyeti, Atatürk'ü ve Cumhuriyetin ilk yıllarını İSMET İNÖNÜ DE DAHİL sorgulamam sorgulatmam
SAYGILAR ...
+1.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000.000
-
Anlatılanlara göre Fatih Sultan Mehmet küçükken çok haşarıymış , hocasının sözünü dinlemezmiş , hocası bir gün gitmiş Fatihi , Murat Hana şikayet etmiş , o da hocanın kulağına eğilip birşeyler söylemiş , aman sultanım ne haddimize demiş hoca , olur olur demiş Murat Han hoca da boynunu büküp huzurdan çıkmış. Ertesi gün Murat Han destursu ders verilen odaya dalmış , hoca da bire sen kim olursun da destursuz dersi bölersin diye Murat Han a bir tokat aşketmiş . Padişah babanın yediği tokat Fatihe balyoz gibi inmiş tabiki , o saatten sonra da hocasının karşısında muma kesmiş . Yani demem o ki eskiden padişah çocukları bile bu kadar değilmiş kardeşim . . . Son 10 yılın modası oldu bu. Ben ilkokuldayken annem bizzat okula gelerek beni öğretmenime dövdürdü , iyi bir dayak yedim sınıfın önünde , gururum mu kırıldı , ya bırak kırılsın , çocuğun yüzü mü kızardı bırak kızarsın , kızarsın da adam olsun , küçükken rezil olsun öğrensin büyüyünce rezil olmasın , saygısız olmasın , önce öğretmene diklenir iki sene sonra da ana babaya , sonra bir bakarsın bir de Allaha kafa tutuyor .
-
Önemli olan hocaya anaya babaya saygıyı uyarılmadan dayak yemeden kimse sana söylemeden öğrenmek aslında... İlkokulda dayak yiyen birsürü katil var...
-
Önemli olan hocaya anaya babaya saygıyı uyarılmadan dayak yemeden kimse sana söylemeden öğrenmek aslında... İlkokulda dayak yiyen birsürü katil var...
+1
Dayak atan kişi kendi zavallılığını kapatmaya çalıştığı için bu yola başvurur bence. Dayak yiyip de sağlıklı ruh haline sahip bir çocuk yok... da dayak meselesi nereden açıldı ???
-
Önemli olan hocaya anaya babaya saygıyı uyarılmadan dayak yemeden kimse sana söylemeden öğrenmek aslında... İlkokulda dayak yiyen birsürü katil var...
20 yaşıma kadar babamdan çeşitli ekipmanlarla sopa yedim cubuk antenin orta kısmından tutun da kızılcık sopasına telsiz anteninden tutun da hortuma kemere kadar hemen hemen her türlüsünü yedim babam aşırı sinirli bi insandı aslında haala öyle ama sanırım artık psikolojik baskı daha çok hoşuna gidiyor neyse dayağı tasvip etmiyorum ama bana katkısı öldürmeyen güçlendirir felsefesini kavramam oldu ne dayaktan ne sopadan hiç bişiden korkusuz hattaa tınlamaz haale geldim iyi ki de dövmüş babam diyorum çoğu zaman elleri dert görmesin :) ama katil olma konusunda da şunu söyleyebilirim eğer Elhamdülillah Müslüman olarak güzel vatanımda dünyaya gelmeseydim çoğu seri katile fark atardım...
-
Arkadaşlar dayağın nesini tartışıyoruz, iyi yanını yada kötü yanını tartışmanın anlamı yok. Dayak dayaktır ve savunulacak bir yanı yoktur( çocuk için ;))
-
Önemli olan hocaya anaya babaya saygıyı uyarılmadan dayak yemeden kimse sana söylemeden öğrenmek aslında... İlkokulda dayak yiyen birsürü katil var...
+1
Dayak atan kişi kendi zavallılığını kapatmaya çalıştığı için bu yola başvurur bence. Dayak yiyip de sağlıklı ruh haline sahip bir çocuk yok... da dayak meselesi nereden açıldı ???
40 yaşında adamın yolun karşı tarafından farkedip koşup gelip babamın elini öpmüşlüğü var. Aklında o en edepsiz zamanında yediği tek tokat... Ondan sonra kendini sorgulamış adam olmuş. Benzeri örnekleri çok gördüm. Babamla bu konuyu yıllar içinde çok konuştuk. El üstünde tutulan, fiske vurulmayan öğrencilerde öyle bir vefa görmemiş. 40 yıl boyunca okuttuğu öğrencilerdeki gözlemi her halde dışardan görünenden daha doğrudur.
Bence yorumun biraz düşüncesizce olmuş. Asıl günümüzde ruh sağlığını koruyabilen bir öğretmen olmak zor. Babamın, annemin, teyzemin, eşimin, amcalamın kızlarının yıllar içinde neler yaşadığını biliyorum.
Bu arada biz de dayak yedik ama hak ettik de yedik ve ruh hastası da olmadık. >:( >:( >:(
-
Aynı olay geçen sene babamında başına gelmişti yaz sezonun ortasında bir internet kafeye mal veriyoruz arabada 1 poşet bozuk para var bizdede alışkanlık köy yerlerinde olduğumuz için kapıları falan kilitlemiyoruz.Malı verdik geldik arabaya ana poşet yok internet kafeciyle konuştuk tamam abi biz buluruz dedi dönüşte uğradık 2 çocuğu (13-14 yaşlarında) dikmişler girişe giren soruyor bunlar neden böyle bekliyor diye hırsızlık yaptı diyince gelen vuruyor giden vuruyor :) Geçen ay aynı köyde gördük babama teşekkür ettiler abi sayende doğru yolu bulduk diye...
Saygılar...
-
Çocuklar medya tarafından mantığı çok anlaşılmaz bir şekilde şartlandırılıyorlar.
Bir bakıyorsunuz çocuk çalıştırmayı öylesine bir ayıplıyorlar ki sanki çocuk çalışmayı kötü bir şey sansın diye.
Sonra bir bakıyorsunuz çocuk adam öldürüyor ve yaşı küçük diye ceza almadığının altını çiziyorlar. Sanki çalışacağına adam öldürsen daha iyi der gibi...
Gerçekten emek verip çalışana kadar her insan çocuktur.
-
Sefa hocam haklısınız meret iyi bişey değil ama , eylem abinin babasının tarzında , böyle arada bir okşama iyi oluyor ama tabi işi şiddete getirecek tarzda da değil , hafif böyle zımpara cila yaparmış gibi , hele psikolojik baskı tarzında (bant zımpara gibi) hiç değil . Bak bakalım hocam bu adam dayağı hak etmiş mi etmemiş mi...
http://www.youtube.com/watch?v=6pPqG9a4HRA&feature=player_detailpage#t=1s
-
Kazara yapmadıysa haketmiş, dikkat edersen ben çocuk için dedim, büyükleri ayrı tutuyorum :))
Ben hala kumpasla eğeyi aynı yere koyamam, meslek lisesi 1. sınıfında okurken üzerine basa basa öğretmişti öğretmenimiz. Yteri kadar kulak vermemiş olacağım ki, bir iki uyarıdan sonra enseme patladı şaplak. "bu aklından çıkmaz artık dedi" sağolsun :)) hala çıkmıyor :)) :))
-
Kazara yapmadıysa haketmiş, dikkat edersen ben çocuk için dedim, büyükleri ayrı tutuyorum :))
Ben hala kumpasla eğeyi aynı yere koyamam, meslek lisesi 1. sınıfında okurken üzerine basa basa öğretmişti öğretmenimiz. Yteri kadar kulak vermemiş olacağım ki, bir iki uyarıdan sonra enseme patladı şaplak. "bu aklından çıkmaz artık dedi" sağolsun :)) hala çıkmıyor :)) :))
Sağolasın Sefa abi şaplak dan kurtardın beni :)) O:-)
Saygılar...
-
Bu kıyağımıda unutmazsın artık ;)
-
:2up :2up :2up
-
Eylem kızma, hayatında kimseden fiske yememiş ve atmamış birisi olarak benim fikrim bu, bence zaten hiçbirimizin ruh hali normal değil, baksana yaptığımız işlere :))
-
Değerli hocalarımız kadar olmasada özel dershanelerde ve devlet okullarında sözleşmeli bilgisayar öğretmenliği yapmış biri olarak sefa hocama ve eylem ustama katılmamam mümkün değil. Çocuk suçlu iken doğru zaman ve şartlarda atılmış 1 - 2 şaplak ( okşamak) ile şiddet uygulamak arasındaki farkı karıştırıyoruz. Şu an ilkokullardaki öğrencilerin birbirlerine ettiği küfürleri biz bu yaşımızda ağzımıza alamıyoruz. İlkokuldaki tabir caizse sıpaların birbirlerine uyguladıkları şiddet baskı ve utanç verici şeyleri görüpte ailelerinin bunlar karşısındaki tepkisini görmüş biri olarak bu serzeniş az bile . Ben en son bir öğrencimi disipline sevk edip ailesine suçunu anlattıktan sonra öğretmenliği bıraktım ( Sebebi anlatılacak gibi değil ). Halbuki öğretmenliğe çok severek başlamış, o gözlerdeki bilgi açlığını doyurmanın hazzını çok seven ve hala özleyen biriyim.
Emre ustam sen dünya üstündeki şanslı çocuklardan biriymişsin sadece aile değil , okul , çevre , arkadaşlar olarakta. Yani kızmazsan istisna diyebiliriz gibime geliyor. Temmuzda kırk yaşına giricem. Hala dolmuşta giderken , hamile bir bayana üstünde forması duran liseli sıpalar değilde ben yer veriyorsam. Birşeyler yanlış gidiyor demektir.
Ayrıca Emre ustam keşke herkes bizim gibi anormal olsa. Dünya çok daha güzel olurdu.
-
İstisna olduğumu biliyorum, sanırım sadece her tür şiddete karşı olduğumdan bu konuda bu şekilde düşünüyorum. Tamamen masum dediğiniz "okşama"nın tüylerimi diken diken ettiğini belirtmeliyim. Eğer konuşarak ve anlatarak bişey anlatamıyorsak bu çocuğun suçu mudur, yoksa bizim beceriksizliğimiz midir? Zor durumlarda sabretmeyi beceremeyip, fiske olsa bile "kaba kuvvet" olarak algıladığım dayağa başvuruyorsak bu çocuğun sınırı aştığı anlamına mı gelir? Bardağı taşıran son damla acaba bardağın gereğinden küçük olmasından dolayı mı taşırıyor bardağı?
-
Haklısın aslında emre ustam. Ama hala bahsettiğim ceza ile dayak konusunu ayrıştırmamız gerektiğini düşünüyorum.
Senin verdiğin örnekten devam edeyim izninle. Hepimizin bardağı aynımı acaba ? Dolma dereceleri kalınlığı rengi şekli taşırma şekli. Dimi ? Peki bunun üstüne birde bakış açısını değiştirelim aynı örnekle. Bu çocuklar aslında şekillenmekte olan birer bardak değillermi. Bir cam ustası elde yaptığı her bardağı birbirinin aynısı üretebilirmi ? Keza tek ustanın eli değmiyor. Malzeme hatası, çevre şartlarının farklılığı elinde kullandığı şekillendiricinin içindeki topaklar. Fırındaki hata....... Uzar gider.
Bir cam ustası elindeki macun kıvamındaki camı ezip sıkıştırıp yeri geldiğinde sulu gazate ile işleyerek defalarca formasyona uğratıyor. Olmadı atıyor fırına yeni baştan yapıyor. Ama öğretmenlerin öyle bir şansı yok. Tüm diğer etmenleri hesaplayıp nötralize edip birde üstüne olması gereken şekil için ekstra efor sarfetmesi lazım. Öğretmen arkadaşlarım bilir pedagojik formasyonun nasıl dertli ve zor bir konu olduğunu.
Demem o ki kesinlikle içine girip , görüp , methodları diğerleri ile değil tüm methodları sonuçları ile birlikte değerlendirip karşılaştırmalıyız. Ve bunu açık yüreklilikle yapmalıyız. Ve istediğimiz değil olması gereken en iyi sonuç için gerekli uygulamayı yapmalıyız acı versede vermesede......
-
konu dayağa gelmiş. bu da aslında önemli bir konu. ben hayatımda bir kez babamdan dayak yedim, ve bu dayak için ona hala minnettarım. onun elleri en çok bu sebeple benim için mübarektir. ki kendisi bir öğretmen ve sanıyorum dayak attığı öğrencisi çok ama çok azdır. hani "dayakçı" denilen bir hoca olmadığını düşünüyorum. çünkü bazı hocalar has olan ağır bir duruşu vardır. ben de öğrenciliğinde aşırı yaramaz olması sebebiyle dayak yiyen kişilerdenim. bir hatam yokken bana en şiddetli dayağı uygulayan hocaların bu tepkileri sadece onlara karşı olan nefretimi körüklemiştir. ama yaptığım bir yanlışın/hatanın karşısında amacı can yakmak olmayan bir uyarı beni kendime getirmiş ve karşımdaki hocama saygı duymamı ve kendimi düzeltmemi sağlamıştır. buradaki dayak, güçlü olanın güçsüz olanı ezmesi ya da üstte olanın alttakine eziyet etmesi şeklinde değil de, hata yapanın uyarılması şeklinde "enseye bir şaplak", "kulak çekmek" şeklinde olduğunda, yani can yakması değil, uyarması esas olduğu müddetçe bence faydası zararından çok olan bir usuldür. sırf kişilik tatmini için, otorite kurmak için vs. öğrencisine ya da güçsüz bir kişiye şiddet uygulayan öğretmenler elbette bunun hesabını birgün verecekler. hiç bir suçu yokken sırf zevk için çocuğunu döven baba büyük ihtimalle kişiliği veya psikolojisi bozuk bir birey yetiştiriyordur. ama hatasını farkettirmek için sembolik fiskeler vuran bir hoca ya da baba bir bina inşa edilecek mekana temel atıyordur diye düşünüyorum.
bence böyledir durum:)
-
aynen
-
Emin bey heralde şahsi bir tecrube konuya bu kadar net bir şekilde bağlanıp bu kadar açık anlatılamazdı teşekkür ederim.
-
Arkadaşlar dayağın nesini tartışıyoruz, iyi yanını yada kötü yanını tartışmanın anlamı yok. Dayak dayaktır ve savunulacak bir yanı yoktur( çocuk için ;))
+1
Ayrıca kendimden biliyorum dayak yemediğim zaman verileni daha iyi alıyorum. Kimisi zopadan anlıyor kimiside tam tersi. Ben o terslerdenim ama genede zopadan anlayana sopasız şeklini öğretmek lazım ömür boyu herşeyi sopayla öğrenecek değil ya...
ama yaptığım bir yanlışın/hatanın karşısında amacı can yakmak olmayan bir uyarı beni kendime getirmiş ve karşımdaki hocama saygı duymamı ve kendimi düzeltmemi sağlamıştır. buradaki dayak, güçlü olanın güçsüz olanı ezmesi ya da üstte olanın alttakine eziyet etmesi şeklinde değil de, hata yapanın uyarılması şeklinde "enseye bir şaplak", "kulak çekmek" şeklinde olduğunda, yani can yakması değil, uyarması esas olduğu müddetçe bence faydası zararından çok olan bir usuldür.
Can alıcı nokta... Üstüne laf yok.
-
hocam bir öğrenci olarak yazıyorum keşke bütün ögretmenlerim sizin gibi olsa hazır sene sonuda yoklaşıyorken bir örnek vereyim daha iki gün önce matematik hocamız bir öğrencenin kendisine şaka ile karışık (ki öyle olmazsa rüşvete girer) kendisine kahvaltı ısmarlaması karşılığında sözlüsünü yüksek verecegini söyledi çocukta napsın gitmiş 3 porsiyon börek almış gelmiş hocanın dersine (bende aynı sınıftayım) üstüne üstlük adam sanki çok doğal bişiymiş gibi bide bu kadar şey bize yetecek mi dedi sonrada afıyetle yedi. onun hakkında zaten yorumda bulunmuyorum.hocam ben okulda hangi hocama bıçaklara ilgim var desem bana potansiyen katil gözüyle bakıyorlar (bu arada belirteyim yaşım 18) hocam kısaca
keşke bütün hocalarım sizin gibi olsa kendini orataya koysa dürüst olsa ama maglesef cagımızda en çok sizin gibi hocalarımız üzülüyor eziliyor
kolay gelsin