Bıçak Sanatı - Forum

ALİ KOZANOĞLU 1943 - 2011

emrekipmen

  • *****
  • 6065
    • Seçme Bıçaklar Albümüm
  • Yer: Bodrum
ALİ KOZANOĞLU 1943 - 2011
« : 15 Ekim 2011, 02:25:59 »
Kendi kaleminden Ali KOZANOĞLU'nun hayat hikayesi.


Ankara'da 1943 yılında doğdum. Bir tatil seyahatinde, 1949 yazı sonunda, Bakırköy'de Kartaltepe İlkokulu'na başladım. Havasının veya suyunun, ilerideki davranışlarımda kesin etkisi olduğuna inanıyorum. İki haftadan sonra, 1' inci sınıfın devamı ve 2'nci sınıfı Ankara Sarar İlkokulu'nda, 3, 4 ve 5'inci sınıfları ise Ankara Maarif Koleji'nde okudum. Birkaç yaz tatili dışında çocukluğum Ankara'da geçti.
O zamanlar “Gar” karşısındaki Paraşüt Kulesinin sağ (Gençlik Parkı) tarafında bir (yivli silâh) Atış Poligonu vardı. Babam, ava merakı olmamasına rağmen silâha meraklıydı. Ara sıra bu poligona gider, bazen beni de götürürdü. Yanılmıyorsam tabancalar bile daha ruhsata bağlanmamıştı. Poligona gidenler ister kendi silâhlarıyla, ister orada umumun kullanımına açık silâhlarla ve poligonda satışa sunulan fişeklerle atış yapabilirlerdi.
Detayları çok kesin olarak hatırlamıyorum, fakat girişten hemen sonra çeşitli silâhların teşhir edildiği camekanların bulunduğu bir salon ve bir yanında yatarak ve ayakta atış yapılabilen bölümlerin bulunduğu bir koridor vardı. Her bölmenin yanında bulunan ve hedefleri getirip götürmeye yarayan kollu makaralar, her ne sebeptense dün gibi aklımda. Galiba, saçma patern kontrolu da yapılırdı.
Daha sonra, geniş bir yol yapılacak filân diye bu poligon yıkıldı, silâhları Belediye'ye verildi, 70'li yılların sonları gibi bunların bir kısmına belediye görevlilerine dağıtılmak üzere Ankara'daki bazı özel silâhçılar tarafından bakım ve tamir yaptırıldı. Sonraki akibetlerini bilmiyorum.
Şurası muhakkak ki, silâh merakımın bir kısmı babamdan geliyorsa öbür kısmı bu poligondan kaynaklandı.
Babamın hiç bir zaman bir taneden fazla silâhı olmadı. 1960'da elinde olan .32'lik Webley toplu tabancayı teslim edinceye kadar, hatırladığım kadarıyla ve sırasıyla 6.35mm Fabrique Nationale/Browning, 7.65mm Parabellum, .32 toplu Smith & Wesson, 7.65mm Walther PPK, 6.35mm Walther ve .32 toplu Webley tabancaları oldu. Ben de önceleri sevmeyi, sonra da sökmeyi ve toplamayı öğrendiğim tabancalar olarak aklımda kaldı.
 


1950'lerin sonunda tarihe karışan eski poligon ve avcılar kulübü binası. Şimdi, yerinde
bazı zamanlar sirk kuruluyor, bazen de belediye beton direk, otobüs, filân depoluyor.


1954 Yazında Robert Kolej imtihanını kazanınca, İstanbul yolu gözüktü. Orta öğrenimim İstanbul'da devam ederken, her türlü kesici, delici, ateşli silâhlara ve patlayıcı maddelere merakım da devam etti. Beyazıt, Yüksek Kaldırım ve Köprüaltı eski kitapçılarla doluydu, benim gibi silâha ve silâh bilgisine meraklı birisi için bir nevi cennetti. Kapalı Çarşı içerisindeki Eski Bedesten, Topkapı Sarayı Silâh Bölümü ve daha sonraki yıllarda Harbiye'deki Askeri Müze ise bu cennetin üst katları.


Yıllar içinde toplayabildiklerim..

Okul defterlerimin boş yerleri silâh resimleri ve bir gün sahip olmayı arzuladığım silâhların listeleri ile doluydu. Yuvarlak kurşunkalemlerin üzerine sarıp tutkalladığım dosya kağıtları (Şimdiki A-4. Daha önceleri ise eser-i cedid kağıdı denirmiş) ile oldukça sağlam borular yapar, bunları namlu olarak kullanır, toplar yapar ve kibrit ucundan kazınma “barut” ile atardım. Arkadaşlarımdan Alev Serçen bilhassa büyük delikli traş kremi tüplerinin folyosundan namlu, vida ve kapağından ise kama yapardı.
İrfanım arttıkça kimya laboratuarından “ödünç” aldığım malzemelerle karabarut yapmaya başladım. Tehlikesini azaltmak için de biraz daha yavaş yanan roket barutu yapardım. Bir gün, bir binanın ikinci bodrumundan ateşleyip merdiven boşluğundan yukarı gönderdiğim roket üçüncü kat tavanında infilâk edince, beni okuldan atmak yerine ısrarla bir kulüp kurmaya teşvik ettiler.
 

21 Üyeli “Robert Academy Rocket Society”nin13 üyesi ile 2 danışman öğretmenden Mr. Jacobsen
“k” benim değil, yıllık mürettibinin hatası .

1958 Sonbaharında kurulan kulüp 3-4 değişik yakıt deneyerek tele asılı -serbest uçuşun tehlikeli olduğuna ikna edilmiştik- çok miktarda -sayısını şu an hatırlayamıyorum- roketi telin bir ucundan öbür ucuna gönderirken, bir gün roketin birinin patlayarak parçalanması ve roket parçalarının bazı arkadaşların saçları arasından çıkması üzerine, bu sefer de kulübü tasviye etmeye teşvik edildik.

Rumelihisar Sırtlarının Baltacıları!..


Balta atmak ne dereceye kadar tehlikesizdi, bilemeyeceğim. Fakat Uzunçarşı'dan edindiğimiz 4 adet balta ile -ne de olsa herkes bıçak atar- antremanlara başladık. Yandaki resim dördümüzün de hem hedefi tutturduğu hem de baltaların saplandığı ender anlardan birinin tasviri. Okulda kesinlikle yasak olmasına rağmen bazı arkadaşlar ara sıra -babalarına ait- eski dolma tabanca, 22'lik tüfek, filân da getirirlerdi. Karabarut serbest olduğu gibi, yivli tüfekler daha ruhsata bağlanmadığı için 22‘lik fişek de rahatça bulunurdu.
Okul dışındaki boş zamanlarımda -yani hafta sonları ve yaz tatilleri ikmal kurslarından kalan zamanlar- tahtadan silâh maketleri yapmaya başladım. Bu arada okul piyeslerinde kullanılmak üzere de birkaç (P-08 Parabellum, PPSh-41 ve Bergmann) maket yaptım. Bir arkadaşım ise, odasının duvarına asmak için bir “1851 Colt Navy” maketi ısmarlamıştı. Fiyatını hatırlamıyorum lâkin saplarının geyik boynuzu taklidi olduğunu kesin olarak hatırlıyorum.
1961 senesi liseden zorla mezun olup, Kolej'in Makine Mühendisliği bölümüne girdim. Silâh merakı, roket, baltalar, filân derken okul pek de iyi gitmiyordu. 1962 yılı kış tatilinde lise arkadaşım Güneş Yunus'un misafiri olarak iki haftalığına Ankara'ya geldim. O tatilde, babamın bir arkadaşından ödünç aldığım bir Sauer çifteyle Tatar'da ilk ördek avıma çıktım. Bu zehirlenmemin bir diğer basamağı oldu.

Maket silahlar

Bu arada, dışı 1911 Colt otomatiği oldukça andıran ve iç parçaları kendi uydurmam olan bir tabanca maketinin iyilik sever bir vatandaş tarafından İngiltere'ye gönderilmesi üzerine bir burs kazandım. Vickers & Armstrongs (Engineers) bursuyla Barrow-in-Furness'teki (Kuzey Batı İngiltere) Fabrika Sanat Okulunda, fabrikanın muhtelif bölümlerinde ve mahalli Teknik Okulda çalışır ve okurken Vickers & Armstrongs yivli tüfek poligonuna sık sık gider, BSA yapısı tek atışlı Martini nişan tüfekleriyle yatar vaziyette .22 çap tüfek atışı yapardım.


1963 İNGİLTERE

1966 Yılı başında yine Ankara'ya döndüm. Döner dönmez de Güneş'le beraber -yine ödünç Sauer çifteyle- Balıkdamı'na giderek ördek avına başladım. Yaptığım maketlerde başarılı olduğumu iddia etmeyeceğim ama karamekeleri ördek sanıp vurduğum da bir gerçekti.
 

A.Kozanoğlu / İstanbul Askeri Müze eski binası önünde

1967 Yılında “Türkiye Avcılar ve Atıcılar Kulübü” bir silkinme ve toparlanma süreci içindeyken bir kaç yakın arkadaşım ile birlikte kulübe üye oldum. Kulübe eskiden üye olmuş fakat zamanla ayakları kesilmiş birkaç ağabeyimin de ağzından girip burnundan çıkarak, kulübümüze dönmeye ikna ettim. Bir yandan Sincan'da yapılan poligonda skeet/trap plâka atışları başlarken, bir yandan da Kulüp Başkanı Mustafa Coşkun ve İdare Heyeti “AV” adıyla bir dergi çıkartılmasına karar verdi. Dergi Yayın Heyeti'nin başına da Nihat Turan seçildi.
 

Sincan Atış Poligonunda bir grup: Mustafa Narttürker, Kemal Sezer, Ersin Sade, Hacı İsmail
Çolak, Fikret Tüzün, Altan Tuğcu, Ali Kozanoğlu. Ercan Ertuğ, Yavuz Gül, Güneş Yunus

Üyeler arasından eli kalem tutanlar, mürekkep yalamışlar, iyi çizim yapanlar, güzel resim çekenler, özel bilgileri olanlar ve hatta iyi av palavrası atanlar bu dergiye yazı vermeye başladılar.
Emekli Albay Sabahattin Erdem daha ziyade “silâh ve balistik” bilgileri verirken ben de biraz av ve silâh merakıma, biraz elimde bulunan bazı yerli ve yabancı yayınlara, biraz da İngilizce bilgime güvenerek, kendisinin izniyle, genel silâh bilgisi ile yine bu bilginin bazı detayları üzerinde tercüme/toplama/derleme - biraz da arkadaşlarımın ve benim tecrübelerimize ve bazı deneylerimize dayanarak- yazılar yazmaya başladım.
30-35 yıl önce yazılan bu yazılar -bazıları 1990'da yine AV Dergisi'nde değiştirilmeden tekrar yayınlandı- Ali Babür Özçeri, Güneş Yunus, ve bendeniz bugün okunduğunda hem yavan, hem gereksiz, hem de biraz komik buluyorum.Bazıları ise neredeyse tamamen başkalarının daha önce veya sonra yazdığı veya tercüme ettiği yazılarla aynı kapsamda olduğu için hiç yayınlanmadı.


Balıkdamı /Musa Dayı'nın evinin önünde.


Alev Serçen'le Balıkdamı dönüşünde otobüs bekliyoruz / 1966

O zamanın avlakları, av şartları, mevsimleri, av hayvanı miktarı, malzemeler ve giyim kuşam günümüze göre oldukça farklıydı. Avcı sayısı çok daha azdı ve ithalât yasak olduğundan av tüfeği ve fişeği kısıtlıydı. MKE tüfekleri bile her zaman bulunmaz, eskileri daha temiz yapıldığı için tercih edilir; MKE av fişekleri çok kaliteli olmadığı gibi çoğumuza da pahalı gelirdi.
Kaçak olarak bulunan Amerikan veya Avrupa fişekleri daha da pahalıydı. Çoğumuz (hele boş plâstik Amerikan kovanları bulabilirsek) fişeklerimizi kendimiz doldururduk. Randımanlı av ve atışlar için iyi, düzgün fişek doldurabilmek de neredeyse (bende pek bulunmayan) iyi atıcılık kadar önemliydi,
 

Güneş 270'ini sıfırlıyor. Ben sıramı bekliyorum. Namık hedefi kesiyor.

Bizim, “...... Sabah daireye giderken Eski Meclisin aşağısında İncesu Deresi'nin yayıldığı çipilliğe -takriben şimdiki Atatürk Spor Salonu ve Atatürk Kültür Merkezi civarları- uğrayıp iki-üç yeşilbaş vururduk,” diyen o zamanki yaşlı ağabeylerimize “kes yahu traşı, sen bu günden haber ver,” der gibi baktığımızı halâ unutamıyorum.
Ne var ki, ben de Erzurum Mahallesi'nin (Balgat) olduğu yerde 1970' lerin başında bile bıldırcın vurabildiğimizi söylemeye başlarsam aynı bakışlarla karşılaşacağıma eminim. Onun için nostaljiyi, tamamen olmasa da, bir kenara bırakmakta fayda var. Sürç-ü lisan ve sürç-ü hafıza edersem, af ola.

Ali Kozanoğlu
Ocak 2001

not: Bu yazı bana Ali KOZANOĞLU tarafından verilmiştir. ama bundan önce değerli büyüğüm M.Emin BORA'nın kaleme aldığı bir yazıda yayınlanmış olduğundan link verme gereği gördüm. http://www.arpacik.net/guncel_detay.asp?id=62


YAZILARI:

avcılık ve silahlarla ilgili olan yazılarına bu linkten ulaşabilirsiniz.
http://www.arpacik.net/guncel_all.asp?id=2

DEMİR / FERUM
http://www.bicaksanati.com/forum/metalurji/demir-ferrum-(-ali-kozanoglu-)/msg39088/?topicseen#msg39088

BIÇAK
http://www.bicaksanati.com/forum/bicakcilik/bicak-(-ali-kozanoglu-)/msg39086/?topicseen#msg39086

DAMASCUS ÇELİKLERİ
http://www.bicaksanati.com/forum/metalurji/damascus-celikleri-(-ali-kozanoglu-)/msg39087/?topicseen#msg39087


BIÇAKLARI:














MÜHRÜ-DAMGASI


HAZIRLAYAN: Gökhan BAKLA
« Son Düzenleme: 10 Kasım 2015, 12:30:45 Gönderen: gökhan bakla »

Kipmen Sanat web sitesi

gökhan bakla

  • *****
  • 2620
    • blog
  • Yer: İstanbul / Tekirdağ - 1978
Ynt: ALİ KOZANOĞLU 1943 - 2011
« Yanıtla #1 : 15 Ekim 2011, 08:55:15 »
Şöyle düşününün,
Bu site hiç yok,
Ne bir usta tanıdığınız var nede dilinizden anlayan biri,
Kullanılacak malzemeyi, aleti, yöntemi bilmiyorsunuz,
Çevrenizdekiler sizin uğraşlarınıza deli saçması gözüyle bakıyor.

Sonra araştırmaya başlıyorsunuz ve bir adamla tanışıyorsunuz. Size benzeyen, sizin gibi düşünen ve hisseden. Bu kişi size aklınıza takılan her sorunun cevabını sıkılmadan sayfalarca yazı yazarak veriyor ve bu verdiği bilgiler aslında daha önce sizin geçmeye çalıştığınız yoldan geçtiği için zaten onda mevcut.

Bir anda idealleriniz değişiyor. Sadece düzgün bıçak yapmayı geçip damascus ve wootz yapmaya heves salıyorsunuz ve siz anlamasanız da o sizin hayatınızı değiştiriyor.

İşin özü Ali KOZANOĞLU ( Ali Amcam ) benim hayatımda pek çok şeyi temelinden değiştirmiş birisidir. Üzerimdeki hakkını nasıl öderim bilemiyorum ama “ bir harf öğretene kırk yıl köle olmak “ gerekirse hakkını ödemenin bu dünyada imkânı olmadığı da aşikârdır.

Mekanın cennet, ruhun şad olsun bilge insan…

S3


muraterkut

  • ***
  • 1119
  • Murat E. Köroğlu / 1969
  • Meslek: muhasebe
  • Yer: samsun
Ynt: ALİ KOZANOĞLU 1943 - 2011
« Yanıtla #2 : 15 Ekim 2011, 09:41:54 »
Şöyle düşününün,
Bu site hiç yok,
Ne bir usta tanıdığınız var nede dilinizden anlayan biri,
Kullanılacak malzemeyi, aleti, yöntemi bilmiyorsunuz,
Çevrenizdekiler sizin uğraşlarınıza deli saçması gözüyle bakıyor.

Sonra araştırmaya başlıyorsunuz ve bir adamla tanışıyorsunuz. Size benzeyen, sizin gibi düşünen ve hisseden. Bu kişi size aklınıza takılan her sorunun cevabını sıkılmadan sayfalarca yazı yazarak veriyor ve bu verdiği bilgiler aslında daha önce sizin geçmeye çalıştığınız yoldan geçtiği için zaten onda mevcut.

Bir anda idealleriniz değişiyor. Sadece düzgün bıçak yapmayı geçip damascus ve wootz yapmaya heves salıyorsunuz ve siz anlamasanız da o sizin hayatınızı değiştiriyor.

İşin özü Ali KOZANOĞLU ( Ali Amcam ) benim hayatımda pek çok şeyi temelinden değiştirmiş birisidir. Üzerimdeki hakkını nasıl öderim bilemiyorum ama “ bir harf öğretene kırk yıl köle olmak “ gerekirse hakkını ödemenin bu dünyada imkânı olmadığı da aşikârdır.

Mekanın cennet, ruhun şad olsun bilge insan…

S3
+1
girdim ilim meclisine, eyledim kıldım talep
dediler ilim geride, illa edep illa edep.....

ali rıza

  • ***
  • 1066
  • geçtiğimiz yüzyılın insanı - 1983
  • Meslek: Eczacı Kalfası
  • Yer: SAKARYA
Ynt: ALİ KOZANOĞLU 1943 - 2011
« Yanıtla #3 : 15 Ekim 2011, 18:11:10 »
kesinlikle kendisi bir ansiklopedi gibiydi ve bu yaşında bile haala ne öğrenebilirim diye merakı vardı hayatını okuduğumda kendi yaptıklarımla ufacık bi mukayese yaptım da ben gerçekten bu zamana kadar ki zamanımı boşa harcamışım ali baba en sevdiği şeylerle uğraşarak bizlere de bıraktığı tecrübeleriyle,araştırdıklarıyla ayrıldı aramızdan bir yıldız gibi ani ve zamansız
mekanı cennet olsun...
İki Kişilikliyim İkiside Canavar

XauPau

  • ***
  • 1107
  • Hayri Canyakmaz 1980
  • Meslek: Finans
  • Yer: Kocaeli
Ynt: ALİ KOZANOĞLU 1943 - 2011
« Yanıtla #4 : 15 Ekim 2011, 18:18:22 »
Hep arkamdan beni yadeden iyi dileklerde bulunan birkaç dostum olsun faydalı işler yapayım istedim. Forumlarda yazdım sohbetlerde bildiklerimi bilgiçlik taslamadan paylaştım ki  hiç yoksa birkaç kişiye iyiliğim dokunsun istedim. Ali Amcanın hayatına şöyle bir bakıyorum da benim hayallerimin nirvanasına ulaşmış. Ne mutlu dolu dolu bir yaşam bolca bilgi ve bunca hayır dua bırakmış geride. Mekanı cennet olsun.

yusuf biçer

  • *
  • 1415
  • Meslek: sanat tarihçi
  • Yer: osmaniye
Ynt: ALİ KOZANOĞLU 1943 - 2011
« Yanıtla #5 : 15 Ekim 2011, 21:01:44 »
tekrardan allah rahmet eylesin

Ali abi gibi çok yönlü entellektüel insanlar Türkiyede çok az

hele hele avcılarımız içinde daha da az :(
Yusuf BİÇER / Adana 1974
Susuyorsak zannetme ki korkudan; saygıdan...edepten...

falcon06

  • *
  • 18
  • Meslek: Mühendis
  • Yer: Ankara
Ynt: ALİ KOZANOĞLU 1943 - 2011
« Yanıtla #6 : 18 Ekim 2011, 11:05:12 »
Yakın bir zamanda kendisini ziyarete gidecektim.Kısmet değilmiş..Allah rahmet eylesin..

huseyinmertturk

  • ***
  • 135
  • Meslek: Çakı Bıçak İmalatçısı
Ynt: ALİ KOZANOĞLU 1943 - 2011
« Yanıtla #7 : 23 Ekim 2011, 21:35:30 »
Ali amcam ruhun şad olsun üzerine yıldızlar yağsın ben işlerimin yoğunluğundan ne siteye ne kendime ne aileme ne de sizlere vakit ayıramıyorum malum kurban önü bundan 15 gün önce sanırım allah rahmet eylesin Ali amcabana bana koç boynuzu lazım diye mail atmış bende bir yerden buldum busefer elimde 400 500 çift bıçaklık bir boynuz var istiyorum hüseyin dedi tamam göndereyim dedim Ali amcada bana iban numaranı ver paranı göndereyim hemen dedi ali amca boynuzu seceyim doğultayım tesviyesini yapayım daha sonra gönderirsin dedim oda sen gönderirsin ver iban nonu dedi bende üsteledim ölüm zulum var hazırleyem gönderirken veririm dedim içimemi doğdu ya sende gönderirsin dedim neyse bir kaç gün geçti yazdım maille ali aklına bişey gelmesin işlerim çok yoğun sende hobi olarak yapıyorsun bir hafta sonra olsa zannederimki çok birşey değişmez unuttum zannetme gönderecem diye mail attım benim maile cevap gelmedi hatta başka bir abiminde başka bir ihtiyacı vardı aşağı yukarı onada aynı maili attım o cevap yazmış Ali amca niye yazmadı diyordum dün gece siteye girdim yaklaşık  bir hafta sonra baktım kaybettiğimiz ustalarımız Ali kozan oğlu şok oldum allahım dedim kimseninin hakkını yedirme bana dedim Ali amcadan iban numaramı verseydim parayı gönderseydi nasıl öderdim hakkkını boynuzunnuda doğrultmuştum adres alacaktım ona girmiştim tekrar diyorum ruhun şad olsun üzerine yıldızlar yağsın ali amca .....

tirendaz

  • ***
  • 214
  • Mert Topçubaşı-1974
  • Meslek: Diş Hekimi
  • Yer: İstanbul
Ynt: ALİ KOZANOĞLU 1943 - 2011
« Yanıtla #8 : 16 Kasım 2011, 15:54:25 »
Sayın alikozanoğlu  :(
Size söz verdiğim gibi dün Topkapı Sarayı Müzesi, Silah Bölümüne gittim.
Fotoğrafların birinde yakaladığınız tüfeğin yanına gittim :( Üstadım, maalesef bana sorduğunuz plaka orada değildi.
Oradakilerin o tüfeğin farkında olduklarını sanmıyorum, siz bir bakışta, bir fotoğrafın köşesinden yakalamıştınız oysa.
Sizi çok özlüyorum üstadım.
Bu arada emir buyurduğunuz üzere kınların dikiş detaylarını da incelemeye çalıştım. Maalesef üstadım, kınların dikişleri ya saklı idi, ben göremedim, ya da dikişsiz çalışılmıştı. Sizin de buyurduğunuz üzere biraz sonra konuyu merak eden arkadaşlara bilgi vereceğim.
Üstadım, yanınıza gelene kadar, bu konular hakkında öğrenebildiğim herşeyi öğreneceğim. Ki sohbetimiz uzun ve ebedi olsun.
O zaman bile size bilmediğiniz birşey söyleyebileceğimden şüpheliyim.
Ben size buradan rapor vermeye devam edeceğim.
Saygılarımla :(
"ehl-i dil birbirini bilmemek insâf değil"
Nef'i

bora atalay

  • ***
  • 1515
  • bora atalay 1969 5366888999
  • Meslek: esnaf
  • Yer: samsun
Ynt: ALİ KOZANOĞLU 1943 - 2011
« Yanıtla #9 : 21 Şubat 2012, 22:51:11 »
nur içinde yatsın...

karabasan

  • ***
  • 48
  • Hasan Basri TUĞAN
  • Meslek: Turizm
  • Yer: İstanbul/Maltepe
Ynt: ALİ KOZANOĞLU 1943 - 2011
« Yanıtla #10 : 26 Şubat 2012, 09:16:08 »
Ali ağabeyimiz, Allah tan rahmet diliyorum kendisine, kabri Cennet bahçesi olur inşa Allah.
Saygılarımla.
Huzura çıktığımızda başımızı eğik bırakma Ya Rab..

nacho_grande

  • ***
  • 499
  • Serhan Yenilmez
    • Akantus Ahşap Emprenye
  • Meslek: Endüstri Ürünleri Tasarımcısı
  • Yer: İzmir
Ynt: ALİ KOZANOĞLU 1943 - 2011
« Yanıtla #11 : 19 Mart 2012, 14:26:40 »
Allah Ali Kozanoğlu'na gani gani rahmet eylesin.

Yukarıdaki resimlerde Sincan Atış Poligonu' nda çekilmiş olan gruptan Altan Tuğcu ve Güneş Yunus' u pederin av ve arkadaş grubundan çok yakından tanırım. Güneş Yunus ki zamanın Türkiye Olimpiyat Atış Takımı'nda dereceleri vardır.

"Kavgalarda, açıkça üstün olan tarafın, zayıf olan tarafa yatağanın keskin ağzıyla değil de, sırtıyla müdahale etmesi bir görgü kuralıydı." (Kaynak, Vikipedi)

zucchero

  • -Bora-
  • ***
  • 420
  • Meslek: Memur
  • Yer: Ankara
Ynt: ALİ KOZANOĞLU 1943 - 2011
« Yanıtla #12 : 28 Mayıs 2012, 11:52:49 »
Bugün facebook sayfasında bir uyarı gördüm. Rahmetli Ali Abi'nin doğumgünüymüş bugün. Soğuk bir kış günüydü defnettiğimizde ama sanki dün gibi. Allah gani gani rahmet eylesin...

1905sss

  • *
  • 20
  • Sinan Şahin
  • Meslek: Danışman
  • Yer: İstanbul
Ynt: ALİ KOZANOĞLU 1943 - 2011
« Yanıtla #13 : 09 Haziran 2012, 19:52:30 »
Çok uzun zamandır maillerimi düzenlemiyordum. Biraz uğraşayım dedim. Ve 1-2 sene önce Rahmetli Sn. Ali bey ile yazıştığımız bir iki mail gözüme çarptı. Çok duygulandım. Kendimi kötü hissetim.

 Her zamanki  babacan tavrı, her cümlesinden birşey öğrenebileceğimiz yazıları, büyük küçük ayırt etmeden gösterdiği saygısı ile örnek bir büyüğümüzdü. Allah gani gani rahmet eylesin.


Son mailinden iki satır buraya kopyalıyorum. Bıçaklar ile ilgili forumda yazıştığımız konulardan bir sohbetti. Genel devamlı konuşulan bir konu olduğundan buraya eklemekte bir mahsur görmedim. Özel bir yazı olsa zaten söz konusu olmazdı eklemem. Büyük üstad ile aramızdaki son mailleşme yine bıçaklar hakkında olmuş...


"Tanto formu çok hoşuma gidiyor fonksiyonlu ve güçlü bir ağız için. Fakat son zamanlarda da böyle bir bıçağı arada bir sevmek dışında ne yapacağımı da aslında bilmiyorum. Neredeyde tüm diğer bıçaklarım gibi.
Devamlı taşıdığım "bıçağın" miniskül 5 cm boyunda bir Wenger olduğu düşünülürse. Aynı boyda bir ufak tek led'li lambayla beraber "




spyderCollector

  • ***
  • 2758
  • mehmet 1967
  • Meslek: mimar
  • Yer: Kocaeli
Ynt: ALİ KOZANOĞLU 1943 - 2011
« Yanıtla #14 : 07 Kasım 2012, 20:14:52 »
Emre ustam, konuda fotoğraflar gitmiş, düzeltmenin bir yolu var mı acaba?...


...
'' Kem Alat'la, Kemalat  olmaz ! ''

gökhan bakla

  • *****
  • 2620
    • blog
  • Yer: İstanbul / Tekirdağ - 1978
Ynt: ALİ KOZANOĞLU 1943 - 2011
« Yanıtla #15 : 08 Kasım 2012, 09:04:39 »
Mehmet bey konuyu ben hazırlamıştım, tüm fotolara ne olduğunu anlamadım ama dediğiniz gibi görünmüyorlardı. uyarınız için teşekkürler... ;)
Bir düzeltme yaptım, şuanda bir sıkıntı yok sanırım..?

spyderCollector

  • ***
  • 2758
  • mehmet 1967
  • Meslek: mimar
  • Yer: Kocaeli
Ynt: ALİ KOZANOĞLU 1943 - 2011
« Yanıtla #16 : 08 Kasım 2012, 10:01:48 »
evet sağolunuz, fotoğraflar yerine geldi..

konu için de ayrıca teşekkür edrim sizlere, Ali bey benim ilham kaynağım gibi oldu...
ara sıra açıp okuyor ve rahmetle anıyorum kendisini..
tekrar tekrar sağolunuz..


...
'' Kem Alat'la, Kemalat  olmaz ! ''

selimerd

  • *
  • 46
  • Meslek: BANKACI
  • Yer: ANKARA
Ynt: ALİ KOZANOĞLU 1943 - 2011
« Yanıtla #17 : 02 Şubat 2016, 16:02:49 »
vay be ben bu yazıyı nasıl kaçırmışım nasıl daha önce okumamışım.balıkdamı dönüşü diğer amcanın elinde angıt var angıt vurmuslar :):):)

türkiyedede av malzemlerinin ilk ithalatını gerçekleştiren kişinin ismide aydın kalaydır :) (turgut özal dönemi)
ne garip değil mi? Sevdiğimiz insanın her yalanında bir doğru, sevmediğimiz insanın her doğrusunda bir yalan ararız.

HKN

  • ***
  • 194
  • Hakan
  • Meslek: Öğrenci
  • Yer: Antalya/Trabzon
Ynt: ALİ KOZANOĞLU 1943 - 2011
« Yanıtla #18 : 21 Şubat 2016, 00:34:38 »
Gerek silah gerekse bıçağa ilgisi ve bilgisiyle, beyefendiliğiyle tam bir yaşayan efsaneydi. Başka bir forumdan takip ediyordum yaşım çok küçükken. Yaşayanı gitti efsanesi kaldı.

Nur içinde yatın üstad. :(

Gölge

  • ***
  • 1058
  • Sami
  • Meslek: Emekli
  • Yer: Manisa
Ynt: ALİ KOZANOĞLU 1943 - 2011
« Yanıtla #19 : 18 Aralık 2016, 19:10:02 »
Allah rahmet eylesin ustamıza.